• “Psikopatlar, insanları büyüleyen, onları kendi istedikleri şekilde yöneten, yaşamda acımasızca kendilerine bir yol açan ve bunu yaparken de, en ufak bir suçluluk ya da pişmanlık duymadan arkalarında kırık kalpler, yıkılmış beklentiler ve boşalmış cüzdanlardan oluşan geniş bir iz bırakan toplumsal yırtıcılardır. Dehşete düşen kurban çaresizce sorar ‘Kim bu insanlar?’
Genellikle psikopatların, manşetlerde yer alan, hapishaneleri dolduran akli dengesi bozuk suçlular olduğunu sanırız. Oysa bütün psikopatlar katil değildir. Onlar daha çok, SİZİN DE tanıdığınız, hayatın içinde aşırı bir özgüvenle -fakat vicdansızca- yollarına devam eden erkekler ve kadınlardır.
‘Onları bu hale getiren nedir?’ ‘Kendimizi onlardan nasıl koruyabiliriz?’”
• Yaş, medeni durum, çalıştığı pozisyon, entellektüelite, eğitim, sosyo-kültürel özellikler fark etmeksizin kendini gösterebilen bir olgudur.
Genel olarak bu durum gençlik yıllarında sadece ders çalışan ve/veya aile baskısı/parasal sebeplerle sosyal olamayan, sosyal yetenekleri ve/veya eq’su düşük, çirkin/şişman/kısa olup tercih edilmeyen erkeklerin ilerleyen dönemlerde para kazanması, pozisyon sahibi olması, çeşitli estetik değişiklikler geçirmesi hatta ve hatta sadece evli bile olması sonucu oluşan özgüven ile ortaya çıkabiliyor. Evli erkek abazanlığı’nın altında yatan nedenlerden bir tanesi de bu olgudur. Saydıklarıma nazaran biraz daha sosyal, sosyal yetenekleri ve eq’su biraz daha yüksek ve bir nebze daha iyi görünümlü olanlarda ise genç yaşta ortaya çıkabiliyor.
Herhangi bir farkındalık yaşamadan, iç güdüsel olarak elde etmesi onun için başarı sayılabilecek her kadına gereğinden fazla iyi davranır, ihtiyaç duyduğunda kendinden taviz verebilir ve normlarının dışına çıkabilir. Onun için elde etmesi başarı sayılabilecek kadınlar kimlerdir? ilişkisi olan (evli/nişanlı/sevgilisi olan) kadınlar, kendinden yaşça küçük kadınlar, güzel ve alımlı kadınlar, kısa boylu ise uzun boylu kadınlar, yani kısaca toplumda kabul görmüş normlar yerine o erkeğe özellikle tercih edildiğini hissettirebilecek kadınlardır. O erkeğe “ben öyle bir erkeğim ki (yakışıklıyım/karizmatiğim/zenginim/güçlüyüm/düşünceliyim/alfayım) onca engele rağmen (ilişkisi/yaşı/tipi/boyu) beni tercih etti.” hissiyatını yaşatacak kadınlar olması lazımdır. Onlar için başarı budur.
Kadınlar tarafından sürekli beğenilmek zorunda hissederler kendilerini. Kadının kim olduğu da önemli değildir. Sürekli kadınlar tarafından beğeniliyorum ve onlarla çok iyi anlaşıyorum imajı vermeye ihtiyaç duyarlar. Onlar için kadınlar tarafından beğenilmek başarıya giden en kolay yoldur ve bu başarı daha çok başarıyı da beraberinde getirebilir algısı vardır. Bir kadında en ufak bir negatif etki yaratmak kabul edilebilir değildir. Herhangi bir negatif düşüncenin, gelecek yıllar içerisinde gezegenlerin bir şekilde sıraya dizilmesi ile ortaya çıkabilecek, kadının duygusal ve/veya sarhoş olduğu bir anda yalnız kalabilmelerini takiben onu ikna edebilme şansını da yok edeceğini düşünürler ve bu riski bertaraf etmeye çalışırlar.
Sabır en büyük erdemleridir. En ufak bir risk bile olsa harekete geçmez ve sürekli güven vermeye çalışırlar. Amaçları, “bak, kötü bir niyetim yok.”‘u avının bilinçaltına yerleştirmektir. Ancak avının en savunmasız anında olduğuna emin olduğu noktada saldırılarına başlar. Bu an için yıllarca bekleyebilir. Klasik duygusal olarak düşüşte olan hanım kızımızın yaralarını saracak olan kankasının taktiği budur.
Gündelik hayatta farklı nedenler sunsalar da olgun erkekler (en azından dış görünüşü) bilinç altlarında hayatlarının her alanını bu amaç için düzenlerler. Spor için yaşadığı yerin yakınında bir yer yerine kadınların çokça olduğu popüler spor kulüplerine giderler. Öğlen yemeği için ofis yakınında bir yer yerine plazaların yakınında beyaz yakalıların bol olduğu mekanlara giderler. İçki içmek için üniversitelilerin olduğu mekanları tercih ederler. Eğlenmek için her zaman kadınların çok olduğu potansiyeli yüksek yerleri tercih ederler. Asla ve asla başka erkekle beraber bir aktivite yapmazlar. Zaten onlar için hedefe ulaşmak için harcamadıkları her vakit, boşa harcanılan vakittir.
Gençler ise saatlerce yol yürüyebilir, soğukta bekleyebilir, sabahlara kadar kızların ilişki problemlerini dinleyebilir, karşılıksız olarak (en azından şimdilik) maddi ve manevi yardım etmekten imtina etmeyebilirler.
Peki bu bireyleri nasıl fark ederiz?
Öncelikle yıllarca farklı farklı ofislerde pozisyon fark etmeksizin bir sürü amsalağı gözlemleme şansım olduğu için örnekleri müsaadenizle ofis içerisinden vereceğim.
Eğer şüphe duyduğunuz kişi sigara kullanıyorsa bakılacak ilk yer sigara alanıdır. Her sigaraya çıkışında aynı kadınlarla çıkıyor ise ilk ipucunuzu buldunuz demektir. Yalnız bu tek başına yeterli bir ipucu değildir. Bazı şirketlerde sigara içme saatleri önceden belirli olduğu için hep aynı kadro sigara içme alanında olabiliyor. Bu yüzden sigaraya çıkarken eğer erkek kişisi sürekli davet ediyorsa burada bir amsalaklık olabilir. Benzer bir durum yemek saatlerinde de olabilir. Yalnız yine, tek başına yeterli bir şüphe değildir.
İkincisi ofis sohbetleridir. Doğal olarak hiç kimse kemiksiz sabah 8 akşam 6 çalışmıyor. Arada boş vakitlerde millet birbirleri ile sohbet ediyor. Bu sohbetleri iyice inceleyin. Kim kiminle ne kadar sohbet ediyor gerçekten ofis içi dengeleri görebilmeniz adına güzel bir parametredir. Örneğin, amsalağımızın ilgi duyduğu kadın x olsun, ofisteki diğer kişiler de y olsun. Sohbet cycle’ı şu şekilde olur: x kişisi ile sohbet, x+y1 ile sohbet, sonra tekrar x kişisi ile sohbet sonra tekrar x+y2 ile sohbet. Fark ettiğiniz gibi şüphe duyduğunuz kişi her sohbetinde ilgi duyduğu kadını kendisi de farkında olmadan dahil edecektir. Fazla şüphe uyandırmasın diye de 2. ve katları sohbetlerde y grubundan bir eleman seçerek sohbeti oradan başlatır, devamında x kişisini de dahil eder ve bu cycle haftalarca hatta yıllarca bu şekilde ilerler.
Üçüncüsü, ofis içerisindeki bilgi alışverişi. Amsalağımızın elinde çok önemli bir haber var. Bu haber önce yukarıda x olarak betimlediğimiz ilgi duyduğu kadına, daha sonra gerekli yerlere ulaşır. Eğer ofiste şöyle bir örnek ile karşılaşıyorsanız, amsalağınızı buldunuz demektir; Önümüzdeki hafta toplantı için çok önemli biri gelecek. Bunun haberini alan amsalağımız, off the record, toplantının olacağını x kişisine iletir, geri kalanlara son dakika “haa bu arada haftaya çok önemli bir toplantı var, bilginize.” der. x kişisi ile siz sohbet ederken, ya son dakika nereden çıktı bu toplantı dediğinizde, benim haberim vardı derse, bilin ki amsalağınızı ve hedefini buldunuz demektir.
Sosyal medya hesapları da sizlere bolca örnek verebilir. İstisnalar kaideyi bozmasa da genel olarak türk erkeği, sosyal medya üzerinden like’larını ve yorumlarını bir çıkarı olduğu noktada kullanır. Dediğim gibi, bu illa herkes için aynı değildir ama amsalaklar için 100%’dür. Aynı ofiste çalışırken arkadaş olduğum, daha sonra farklı ofislere gitmemize rağmen arkadaşlığımızı koruduğumuz 2-3 kişi dışında iş hayatından hiç kimseyi özel hayatımın olduğu sosyal mecralara dahil etmiyorum. Özel anlarımın altımda veya üstümde çalışan kişilerce görülmesini doğru bulmuyorum. Eğer amsalağımız, x kişisinin instagram/facebook/twitter hesaplarındaki neredeyse bütün fotoları ve yorumları likelıyorsa, üstüne bir de kendi yorum yapıyorsa ve hatta bu yorumlarda amsalak, x kişisi ile profesyonel iş yeri ilişkisinin normları dışında konuşmasına karşın, benzer bir tepki alıyorsa amsalağınızı buldunuz demektir. Hatta ve hatta gün içerisinde yapılan paylaşım hakkında konuşulup, “canım fotonu çok beğendim” gibi bir laf da söylüyorsa artık başka ipucuna ihtiyacınız yok demektir. Yine de emin olmak için son örneğimize de bakmakta fayda var.
Sevgili amsalağımızın ofis içerisindeki benzer durumlara kişiye göre tepki vermesinden zaten içinizde belli şüpheler oluşmuştur. Bu şunun gibi bir şey. a takımı, b takımı ile futbol maçı yapıyor. a takımının defans oyuncusu, b takımının forvetini ceza sahası içinde düşürüyor, hakem kalk diyor. 5 dakika sonra aynı pozisyon bu sefer karşı taraf için oluyor. b takımının defans oyuncusu, a takımının forvet oyuncusunu ceza sahası içinde düşürüyor ve hakem büyük bir hışımla penaltı noktasını gösterip, kırmızı kartını çıkartıyor. Ofis içerisinde de aynı şekilde. Örnek vermek gerekirse, sizin bacağınız kopsa dahi raporsuzsanız izninizden yemeniz gerekirken, x kişisi “ya hafif midem bulanıyor” dedikten sonra sorunsuz ofisi terk edebiliyorsa orada yetkili bir amsalak vardır. Eğer ofis içerisinde herkese ahmet, mehmet, hüseyin, ayşe, fatma, zeynep, gibi ismi veya ismi ile birlikte bey, hanım ile hitap ederken, x kişisine canım, cicim, güzelim, tatlım diyorsa…
Açık konuşmak gerekirse bu durum ile maalesef savaşamazsınız. Şöyle düşünün, bir spor müsabakasındasınız, rakibiniz solak ve sizde sağlaksınız. Rakibiniz, solak olduğu için spor hayatının 90%’ında hep sağlaklara karşı oynamış, siz de aynı şekilde 90% sağlaklara karşı oynamışsınızdır. Yani rakibiniz size karşı nasıl oynaması gerektiği konusunda tecrübeli iken, siz maalesef aynı tecrübede değilsinizdir. Benzer bir şekilde amsalaklar da, yıllar içerisinde kendilerine gelecek herhangi bir ithamı veya veryansını nasıl savuşturması gerektiğini ve gerçek amaçlarını gizlemeyi bolca tecrübe ile öğrenmiştir. Siz ise, ömrü hayatınızda en fazla 4-5 tane amsalak ile muhatap olmuş/olacak olduğunuz için, nasıl davranmanız gerektiğini, haksızlığa karşı nasıl tepki vermeniz gerektiğini çok iyi bilmiyor olacaksınız. Bu durumda savaşı kaybetmeniz gayet doğaldır. Çözüm, sabırdır ve ilgilenmemektedir. Çünkü sizin herhangi bir fevri hareketiniz, “tercih edilmemi çekemiyorlar”‘a evrilecektir.
Son söz olarak, bu bireyler hayatlarının bir döneminde bu olguya sahip olsalar bile ileri ki yıllarda kendilerini geliştirip, olgunlaşabilirler. Yine de büyük çoğunluk, bir kere bu yola girerlerse aynı şekilde devam etmeye meyillidir. Kısaca bir insan 7’sinde neyse 70’inde de odur. Keza evlilik programlarında “karı isterem” diyen 80-90 yaşındaki amcalar ile orospuya metres diyen godomanlar bunun en büyük kanıtıdır.
***
Çelişkili İfadeler:
Beyin taramalarında psikopatların dille bizden farklı bir ilişkisi olduğu görülmüştür. Normal bir insan için “ölüm” kelimesinin duygusal bir çağrışımı vardır. Psikopat için, “ölüm”, örneğin “kağıt” gibi nötr bir kelimedir. Duyguları sadece “bilgi” olarak alırlar. Bu nedenle konuşurken sık sık çelişkili kelimeler kullanırlar, fakat dinleyen, kendini hikayeye kaptırdığı için, aradaki boşlukları yakalayamaz. Örneğin, “hiç şiddet suçu işlediniz mi?” sorusu sorulan psikopat, “hayır, ama bir kez adam öldürmüştüm” diye cevap veriyor (Robert Hare, Vicdansızlar). Kelimelerini dikkatli takip etmenizi tavsiye etmek zor, muhtemelen bunu yapamayacaksınız. Fakat psikopat sık sık sözleriyle çelişen eylemlerde bulunur ve genellikle bir söylediği öbürünü tutmaz. Bu yüzden bir insanı değerlendirirken, söylediklerine değil yaptıklarına bakın.
El Hareketleri:
Psikopatlarla ilgili başka bir işaret de el hareketleridir. Normal insanların el hareketleri, konuşmanın duygusal boyutuna göre hareketlenir. Örneğin heyecanlıyken, öfkeliyken ya da üzgünken farklı farklı jestler kullanırız. Psikopatın el hareketleri ise anlattığı şeyi tanımlamaz ve monotondur. Konuşmanın duygusal içeriğini takip etmez. Abartılı bir vücut dilleri vardır.
Hoşa Giden Bir Kişilik:
Personası size göre şekillenir. Hedefteki bir avsanız bir süreliğine bütün dikkatini size verir. Çoğu insan için gurur hatta güven verici bir durumdur fakat sandığınız gibi önemli olan “siz” değil, psikopatın gizli ajandasıdır… Sizi ele geçirebilmek için hassasiyetlerinizi ve zayıf noktalarınızı tanıması gerekir. Bu yüzden, psikopat, başta empati gücü yüksek, şefkatli, anlayışlı, “iyi bir dinleyici” olarak karşınıza çıkacaktır. Kendinizle ilgili ne kadar çok şey paylaşırsanız o kadar sizi kontrol etmesi ve uygun bir kişilik yaratması için malzeme vermiş olursunuz. Psikopat, kurbanı üzerinde kontrolü sağlayana kadar sahte kişiliğini sergilemeye yeterli zamanı verir. Sizi, benzer insanlar olduğunuz ve aynı değer yargılarını paylaştığınız konusunda ikna edecektir.
Psikopat sahte kişiliğini yıllarca sürdürebilir ama genellikle maske ilk birkaç ay içinde düşer. Dönüşüm ürkütücü şekilde ani olur. Birdenbire tanıdığınız insanla hiç ilgisi olmayan bir canavarla karşılaşırsınız. Korkup kaçarsanız mutlaka geçici delilik, hastalık gibi bahaneler bulur ve abartılı pişmanlık gösterirler.
Cinsel Açlık, Rastgele Cinsel İlişkiler:
Çoğu psikopat seks bağımlısıdır. Duygu tıkanıklıklarını cinsel hazla geçici bir süre giderebilirler ve sık sık heyecan arayışı, yoğun tatminsizlik psikopatların cinsellik konusunda seçici olmamasına neden olur. Aynı sebeplerle tuhaf ya da sadistik fantezileri ve eylemleri olur. Duygusal bağ kurmadıkları için kısa aralıklarla kolayca farklı insanlarla birlikte olabilirler. Özel bir beğenileri genellikle yoktur. Her tipten insanla birlikte olabilirler. Eşcinsel olsunlar ya da olmasınlar; heteroseksüel psikopatlar eşcinsel, eşcinsel psikopatlar da heteroseksüel ilişkiye girebilir. Cinselliği güç ve kontrol aracı olarak kullandıkları için fayda ya da zevk sağlayabilecekleri her insanla birlikte olabilirler. Her yeni kişi yeni bir “zafer”dir.
Elbette aldatan herkes psikopat değildir ama psikopatlar daima aldatır. Başlangıçta sadık bir insan portresi çizeceklerdir ve ikna edicidirler fakat sadakat ve psikopati oksimorondur.
Genellikle (siz bilmeseniz de), cinsel taciz/tecavüz geçmişleri vardır. Zaferleri ve tacizleriyle gurur duyarlar. Başlangıçta kendilerini bakir/bakire, deneyimsiz ya da çekingen tanıtabilirler.
Sizi gözler, cinsel arzularınızı etüt eder ve ideal partner olurlar. Önemli olan hükmetmektir. Aşağılama ve cezalandırma eğilimleri vardır (tecavüz fantezileri, partnerlerine hakaret etmek, başkalarıyla paylaşmak gibi). Kontrolü tamamen sağladıklarında artık istedikleri gibi davranırlar. Kurbanlarına psikolojik şiddet uygulamaktan cinsel haz duyarlar.
Kurban:
Psikopat “acındırma” oyunuyla karşınıza çıkar. Tipik bir “kendi kendinin düşmanı”, sürekli kendine zarar veren ama başkalarına zararı olmayan bir mağdur rolü oynar. Kulağa garip gelebilir çünkü normal bir insan gururu incineceği için kendine acınmasını istemez fakat psikopatların gururu yoktur; bu gibi değerleri takdir etmezler. Bütün psikopatlar kendilerine acınmasını isterler, sistemli olarak bunun için uğraşırlar ve bu oyunla istediklerini elde ederler.
Narsisizm:
Psikopatlar doğal olarak narsistiktir. Bazı uzmanlar psikopatinin narsisizmle başlayan bir spektrumun ucu olduğunu iddia eder (narsisizm – habis narsisizm – psikopati). Habis narsistikler ve psikopatikler çok benzer özellikler gösterir. Hak edilmemiş ve gerçekliğe dayanmayan bir üstünlük duyguları vardır ve bu duyguyu başkalarının üzerinde kontrol sağlayarak ve aşağılayarak beslerler. Psikopatlar başarısızlığa, yakalanmaya, kendilerine karşı konulmasına, ciddiye alınmamaya ve alay edilmeye tahammül edemezler.
Gizemli Geçmiş:
Her psikopatın geçmişinde muhakkak karanlık ve açıklanmamış noktalar vardır. Pek çok psikopat paralel bir hayat sürer ya da geçmişteki ilişkileri, işleri ve eğitimleriyle ilgili korkusuzca büyük yalanlar söylerler.
Size başka türlü anlatılmışsa da çocukluktan itibaren başlarını pek çok belaya sokmuşlardır. Çocuklukta yalancılık, hırsızlık, yangın çıkarma, hayvanlara işkence etme, erken cinsellik vb psikopati belirtilerindendir. Ayrıca çocuklukta hiperaktivite ve dikkat eksikliği sendromu da belirtilerden olabilir.
Hayranlığı Takip Eden Soğukluk:
Çok abartılı hayranlık sergiledikten sonra aniden soğuk davranmaya başlarlar. Hayranlık ya da aşık rolü (genellikle çevreden, film, kitap vb öğrenilmiştir), belki aylar ve yıllarca sürebilir fakat katı şekilde son bulur. Periyodik olarak aynı role geri dönebilirler.
Cansız, Ölü Bakışlar:
Çoğu insan, psikopatın sözleriyle gözleri arasındaki uyumsuzluğu hisseder. Etraflarını bir avcı gibi tararlar ve boş bulunduklarında, tarifi zor şekilde ürkütücü, duygusuz bakışlarını görebilirsiniz. Genellikle az göz kırparlar, bakışları sabittir.
Psikopat kelime ve mimik ustasıdır, abartılı duygusal tepkiler verir fakat bakışları durumla uyumsuzdur. Özellikle yalan söylerken çok dik, çok yakın ve kesintisiz göz teması kurarlar. Psikopatlar bakışlarını kaçırmaz. Psikopat kurbanları yaşadıkları deneyimde bu bakışların verdiği dehşetten bahsederler.
Gülümseme:
Genellikle güleryüzlüdürler. Gülümserken bizim kullandığımız yüz kaslarını kullanmazlar çünkü bu, yüze “giydirilmiş” bir gülümsemedir. Tabii bunu fark etmeniz çok zor, ancak belli belirsiz sezebilirsiniz. En olmadık anlarda bile gülümseyerek insanları yumuşatırlar. Çoğu zaman yersiz, gereksiz ve sahtedir.
Tutulmayan Sözler:
Kolayca ve sürekli ikna edici sözler verir fakat asla yerine getirmezler. Psikopatlar enerjik ve eğlencelidir, cazip planlar yaparlar fakat genelde gerçekleştirmezler.
Başkalarını Düzeltme:
Sık sık başkalarının yanlışlarını düzeltir, kibirli ve küstah davranırlar. Psikopat tipik olarak “son laf budalası”dır. Bir tartışmada kaybedeceğini anladığında demagoji yapar, çirkefleşir (fakat karşısındakini çirkeflikle suçlayacaktır) ve nihayet söylediklerini inkar ederek ortadan yok olurlar.
Timsah Gözyaşları:
En üzücü durumlarda ağlamayan psikopatlar, sizi manipüle etmek için en beklemediğiniz anlarda, bazen şiddetle ağlayabilirler. Gerçekten başarılı bir numaradır, mahkeme savunmalarında onlara avantaj kazandırır. Mağduru oynayan psikopatların büyük boyutlu suçlardan şaşılacak ölçüde az cezayla kurtulduğu hatta toplum tarafından desteklendiği vakalar vardır.
Psikopatlar sürekli tekrarladıkları zararlı davranışlardan sonra muazzam pişmanlık gösterileri yaparlar. Bir insanın gerçekten vicdan azabı çekip çekmediğini nasıl anlayabilirsiniz? Bu kişi bir psikopatsa çok zor… Herşeyden önce başkasına zarar verdiğini bilen normal bir insan suçuna özür aramaz, utanç duyar ve yargılanmaya tahammül eder. Oysa narsisistikler ve psikopatikler ne yapmış olurlarsa olsunlar -yüzeysel bir özür eşliğinde- daima yaptıklarını savunur ve haklı açıklamalar bulmaya çalışırlar; rol değişimi yaparak aniden mağdur gibi davranırlar. Pişmanlığın bir gösteri olup olmadığına ancak zamanla tamir edici davranışlarda bulunup bulunmadığına göre karar verebilirsiniz. Pişmanlık sürüyor mu yoksa onca ağlama, yalvarma, özür dilemeden kısa süre sonra neşe içinde hoplayıp zıplamaya devam mı ediyor?
Övgüler/Dalkavukluk:
Hiç kimsenin yapamayacağı kadar abartılı övgüler söyleyip, dalkavukluk yapabilirler. Zekanıza, kişiliğinize, fiziğinize ettikleri (gerçek olmasa da herekese ederler) iltifatlar onlara fayda sağlayacak bir duruma giriş yapmak içindir. Örneğin siz gözleri güzel olmayan birinin gözlerine methiye düzemez ya da hayranlıkla bakamazsınız fakat psikopatlar tam olarak bunu yapar.
Sahte özveri
Eğer öyle gerekiyorsa, kısa süreli özverilerde bulunabilir, “değişmiş gibi” davranabilir. Fakat böyle davranması gerektiği için kin besler ve daha sonra bedelini fazlasıyla ödetir.
İlgisiz Ebeveynlik:
Psikopatlar ilgisiz ebeveynlerdir. Çocuklarının can güvenliğini, iyiliğini gerçekten umursamazlar. Ebeveynlik yapıyorlarsa bu öyle gerektiği içindir; yani çevre tarafından çocuk sahibi biri olarak iyi, normal ve zararsız bir insan olarak görülmek için. Çocuğun varlığı ya da başarıları üzerinden kazanç elde ediyorlarsa ebeveynlik yapmaya devam ederler. Psikopatlar için çocuk, sahip olduğu diğer eşyalardan farksız olarak “nesne”dir. Canları istediği anda çocuklarını gözden çıkarabilirler. Umurlarında olmayan çocukları için acımasız velayet davaları sürdürebilirler (sadece kazanmak için). Yetişkinlerle olduğu gibi çocuklara da acı verme kasıtlı zihinsel manipülasyon yaparlar; çocukları diğer eşe ya da insanlara karşı silah olarak kullanırlar.
Sıkıntı:
Daimi bir sıkıntı ve huzursuzlukla boğuşurlar. Aniden ve kolayca sıkılırlar ve bu, normal insanların duyduğu sıkıntıdan çok daha farklı ve şiddetlidir; hiçbir zaman geçmez. Yaptıkları çoğu abartılı hareket, kötülük bu sıkıntıyı gidermek içindir; sürekli heyecan ve drama ararlar. “Anı yaşamak” tam da psikopatlara göre bir mottodur, keyif alacakları hiçbir şeyi ertelemez ve derhal elde etmek isterler. “Psikopati Kontrol Listesi’nde yüksek bir puan alan bir mahkumun dediği gibi ‘Ne bekliyorsunuz? Kadının güzel bir kıçı vardı, ben de işime baktım’. Mahkum tecavüzden hüküm giymişti” (Robert Hare, Vicdansızlar)
Şımartılma:
Hak etme duyguları çok yüksektir; sürekli ilgi, bakım ve şımartılma isterler; çocuksu ve kaprisli davranırlar.
Parazit Yaşam Tarzı / Dolandırıcılık:
Ailelerine karşı hiçbir sorumluluk duyguları yoktur. Ailelerini yerle bir edecek finansal destekler alır ya da borç yaparlar. Çoğu psikopat maddi olanakları yüzünden insanları avlar ve sırtlarından geçinir.
Özellikle finansal dolandırıcılık oranı çok yüksektir. Merhametsiz bir dolandırıcılık (yaşlıları, kısıtlı ekonomik imkanları olan insanları dolandırmak gibi) muhtemelen bir psikopat tarafından yapılmıştır. Adli bir profesyoneli bile şaşkına çevirecek üstün ikna yetenekleri vardır.
Psikopatlar sıkıcı ve rutin buldukları işleri, özellikle de günlük işleri, yapmaktan hoşlanmazlar. Yağ çekerek, yalvararak, kendilerini acındırarak işlerini başka insanlara yaptırmakta beceriklidirler.
Madde Bağımlılığı:
Çoğu psikopatın -bazen gizleyebildiği- alkol, uyuşturucu ya da ilaç bağımlılığı vardır.
Eşek Şakaları:
Psikopatlar genellikle esprili, eğlenceli davranırlar. Hervey Cleckley’in de psikopatik belirtiler listesinde yer alan özelliklerden biri “eşek şakaları”dır. Çoğu patavatsızdır ve dillerinin kemiği yoktur. Patavatsızlığı hem başkalarını şaka yoluyla aşağılamak, canlarını yakmak hem de “dürüstlük maskesi” olarak kullanırlar. Psikopati kurbanlarının olduğu bir forumda onlarca insan benzer eşek şakalarından ve özellikle de “korkutma oyunları”ndan bahsediyorlar.
Ölüm Uykusu:
Psikopat kurbanlarının çoğu, yakınlarındaki psikopatik kişilerin dikkat çekici ve çok ağır bir uyku uyuduğunu, çok çabuk uykuya dalıp, hiç uyumamış gibi kalktıklarını belirtiyorlar. Psikopatların rüya görmedikleri tahmin edilmektedir. Anlattıkları rüyalar büyük ihtimalle uydurulmuştur.
Testosteron:
Her psikopatın testosteron seviyesi yüksektir (kadında da, erkekte de). Kimi psikopatlarda bunun erken yaşta kelliğe sebep olduğu bilinmektedir, kiminde dış görünüme yansımaz.
Geçmiş İlişkiler:
Geçmiş ilişkilerini sık sık anlatır, kurbanı etkileme aşamasında kurbanı yüceltecek, gözden çıkarma aşamasında aşağılayacak karşılaştırmalar yaparlar (aynı şeyi -muhtemelen varlığını bilmediğiniz- yeni partnerleriyle de yaparlar). Genellikle eski ilişkilerinin kötü bitme sebebi karşı taraftır. Kendi kusurlarını ya da hatalarını, eski sevgili/eşlerinin gibi anlatırlar. Muhtemelen hikayede birkaç ruh sağlığı bozuk eski sevgiliden vardır. Onlar için çok çaba göstermiş ve çok yıpratılmışlardır(!). Eski ilişkilerinde yaptıkları hataları, siz çok özel olduğunuz için sizinle asla tekrarlamayacaklarını söyleyerek sizi yüceltirler.
Tımar:
Psikopat, hayranlık aşamasında kurbanının hoşuna gidecek bütün özellikleri gösterirken ve kurbanın egosunu okşarken aslında onu tımar eder. Tıpkı bir çocuğu eğitir gibi “bak bunu ne güzel yapıyorsun”, “o çok çirkefti, sen hiç öyle değilsin, kavga etmiyorsun”, “şunu yapışına hayranım”… gibi.
Yansıtma:
Psikopat, bazen sebepsiz ama bazen de hata yaptığı zaman yansıtma yapar. Bilinçdışı bir savunma değil, kasıtlıdır. Örneğin sorumsuz, sevgisiz, bencil ve zalim bir insan olmakla suçlanabilirsiniz. Sizi sürekli mağdur ederken ikna edici şekilde rol değişimi yapar. Bu suçlamalar kolaylıkla sizi daha çok çaba harcamaya, teslim olmaya ya da uslandırmaya sebep olur. Bazen kendinizden şüphe eder ve çoğunlukla kendinizi savunacak kelime bile bulamazsınız.
Takıntı:
Çoğu psikopatın davranışsal tuhaf takıntıları vardır. Garip şeyleri ritüel haline getirebilir, belirli bir hobiye ya da nesneye aşırı ilgi gösterebilir. Psikopatlar bazı şeylerle (ilgi alanları, hobi) takıntılı olarak ilgilenir ve kısa sürede bunlardan sıkılırlar. İnsanlara da böyle davranırlar.
Takip /Stalk ve Tehdit:
Kurban genellikle o ana kadar yumuşak, kibar ve düzgün bildiği kişi kendisini korkutucu şekilde tehdit etmeye başladığında dehşete düşer (benim için o kadar inanılmazdı ki şaka olduğunu düşünmüştüm). Ayrılıklardan sonra psikopatlar genel olarak kurbanlarını takip etmeye devam ederler. Günümüz olanaklarıyla internet üzerinden takip kolaylaşmıştır. Bu konuda dikkatli olmak, psikopatların takibini hafife almamak ve işini kolaylaştırmamak gerek.
Karalama Kampanyası:
Psikopatlar, yakınlaştıkları kişilere karşı maskelerini fazla saklayamadıkları için deşifre edilme korkusu duyarlar. Bu nedenle karalama kampanyası ince ve sinsi yöntemlerle henüz her şey yolundayken başlar. Bunu kendileri için tehdit olarak gördüğü herkese karşı yapar ve zaten gerekmese de insanlara iftira atmaktan zevk alırlar. Sinsice ve bazen tek kelimeyle itibarınızı yerle bir edebilir, insanlara sizi hiç olmadığınız biri olarak tanıtırlar.
Psikopatla ilişkinizi keserseniz çirkin ve saldırgan bir karalama kampanyasıyla karşılaşmama olasılığınız yok.
Gaslighting (Gaz ışığı):
Bu terim Ingrid Bergman’ın oynadığı “Gaslight” filminden alınmıştır. Filmde adam, birlikte olduğu kadına sistemli şekilde aklını kaçırdığını düşündürtecek oyunlar oynar. Psikopat, kasıtlı olarak aklınızdan ve yargılarınızdan şüphe duyacağınız davranışlarda bulunur (söylediği/yaptığı bir şeyi soğukkanlılıkla reddetmek, birdenbire ortadan yok olup sizi panikletmek ve sonra aslında hep orada olduğunu söylemek, kasıtlı olarak eşyalarınızı saklamak/yerini değiştirmek gibi). Gerçekten bir çocuğun bile yapmayacağı, akıl almaz saçmalıkta ve kötücül oyunlar oynarlar. Gerçeklik algınızı kaybetmenizi ve özgüveninizi yitirmenizi isterler. Kendinizden ne kadar şüphe duyar ve özgüveniniz ne kadar düşerse o kadar kolay kontrol edilirsiniz.
Sahte depresyon / İntihar:
Hervey Cleckley’in psikopati semptomları listesinde “gerçek bir intihar geçmişi olmamak” maddesi vardır. Çoğu psikopatın sahte intihara teşebbüs ya da intiharla tehdit geçmişi vardır. Yanı sıra çoğu psikopat sahte depresyon dönemleri geçirir. Dikkat edildiğinde depresyona uyumsuz davranışları görülebilir.
Koku Duyuları:
Koku duyusu insanlarla, durumlar ve hatta mekanlarla bağ kurmamızı sağlar. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, psikopatların beynindeki frontal bozukluğa bağlı olarak koku duyularının gelişmemiş olduğu anlaşılmıştır.
İğrenme / Tiksinme
İğrenme/tiksinme duygusunu tanımlayamazlar. Bir psikopat, insanların neden herhangi birşeyden tiksindiğini/iğrendiğini anlamadığını, buna en yakın duygu olarak “küçük görmek, hor görmek” gibi şeyler hissettiğini söylüyor. Yine de sık sık bir şeyden ya da bir kişiden iğreniyormuş gibi yaparlar.
İğrenme, her insan aynı mimikleri kullandığı evrensel bir reflekstir. Güçlü bir ifadeye sebep olan iğrenme duygusunu psikopatlar zor taklit eder. Bu bilgiden sonra kişisel deneyimimde sık sık iğrenme taklidi yaptığını gördüğüm psikopatı neden yapmacık bulduğumu anladım (diğer taklitler bu kadar yapmacık değildi). Bir şeyden iğreniyormuş gibi yapmaları ya bir kamuflajdır (şiddetten hoşlanan bir psikopatın kandan iğrendiğini söylemesi gibi) ya da karşısındakini kötü hissettirmek ve aşağılamak içindir.
Normal bir insan, başkasında tiksintiye sebep olduğunda büyük utanç duyar. Psikopatlar yaptıkları şeyler yüzünden hayat boyu pek çok insanda tiksinti yaratırlar ama bu durumda hiçbir içsel sıkıntı yaşamazlar.
***
• Erkekliği, insanlığı, hayatı, zamanı “amın bizatihi kendisine” dayalı anlama, belirleme ve yaşama sanatı, sanatkarı. Yakışıklısına piç, yavşağına meriç, tipsizine romantik, eziğine abaza denir.
• Dünyadaki en itici ifadeler listesinde başlara oynayacak ifadedir… Kadın beğenmenin, şansını denemenin adını (amsalak olmak) koymuşlar. Niye, birini beğenmek, biriyle yakınlaşmaya çalışmak terbiyesizlik mi? Son derece isabetli bir ifade. Bir kadını beğenmek terbiyesizlik değil. Ama bir kadınla seks yapmak için kişiliğinden taviz vermek tam bir salaklık. Normal bir erkekseniz davranışlarınızı kafanız yönetir, salaksanız davranışlarınızı başka bir kafa yönetir.
Kadını beğenirsin. şansını denersin. ama bu uğurda kendini diğer erkeklerin gözünde küçük düşürürsen o zaman bu ifade kullanılır.
Amsalak: gördüğü her dişiyle sevişme ihtimali olduğunu düşünen ve bu yolda türlü şerefsizlikler yapabilen (hemcinslerini kötülemek, şaklabanlık, yalakalık, vs) kişi. Yani öyle bi kadını beğenmekle alakalı olmayan şey.
• Üc kuruş karakteri olmayan kadınla yatmak için, karakterinden kolayca ödun vermek bir yana, karakterin fırıl fırıl dönecek kıvama gelmesi durumu. Beraber olduğu kadınlarla insan 20’li yaslarında övunur de yaşamı sindirmesine, masumiyetini yitirmesine , iyi ve kötüyü görmesine hala bunun için cırpınan insanın mental halidir.
Ac insanın yemek için salyalarının akması gibi, aç bünyenin de tüketmek için varlığını nefse armağan etmesidir bu durum. Ha, ben basit bir fani olarak, elinden hatunlar geçmiş biri olarak değil, apacık bir hiçkimse, herhangi bir insan, basit bir erkek, ortalama bir adam, ortalamanın içindeki nokta olarak bunları yazdığımı da bilhassa belirtmek isterim.
insan gucunu beslendiklerinden aliyorsa, onunde yemek olan kral, yemegi olmayan koledir. halbuki asalet, insanin beslendikleriyle degil, acliginda ortaya cikan dirayet ve disiplin gucudur. amsalak insan bu noktada mide bulandirir. zira hayat, insana basari ve basarisizliklariyla bir sekilde insani kendisi olmaya zorlar. amsalak olmaya zorlanan insanin kaderine, veyahut onun secimlerine bakarak pek ala yargilayabiliriz zira aclik ve acziyet, insanin en asagilik ve basit halidir.
• Hani psikolojik hastalıklar vardır ya. Kendini sıkılmış limon gibi hissedeni var. Kendini kavanoz olarak hisseden var. Kendini geri dönüşüm kutusu olarak hissedeni gördüm. Aslında bu bahsettiklerim çok nahif insanlar. Bi de kendini bok şeklinde hissedenler var. İşte amsalaklık burda başlıyor. Adam yürüyen bir yarrrak. Herkesle seks isteği, abazanlık, bu abazanlık yolunda yapılan salaklıklar, kişiliksizlik, şaklabanlıklar, iğrençlikler, am uğrunda sarfedilen aptalca çabalar… İşte bunlar hep amsalaklık. Beyin çok önemli bir organ, kullanın.
• Bir erkeğin iki adet beyni mevcuttur, kan beyinden farklı olarak diğer organa 10 newton gravity bölü hızla aktığında erkeğin kendini helak etmesi durumuna argoda verilen isim.
• Bunların ortak özelliği hayatlarında doğru düzgün hiç bir kızın bunlara bakmamış olması. Hal böyle olunca karşısına çıkan zeki! bir kız “süpersinn aşkııım” dediği an kendilerini ilah sanmaları.
• Bu tiplerin güzel paraları yenir eğer varsa. Her istediğini yaptırabilirsin, cinayet işle desen yok diyeceğini sanmıyorum, beynin yerinde yeller esiyor zira. Aptallıkta tavan yapmış tiplerdir, yakından gözlemleyebilirsiniz.
• Evli bekar vs fark etmeksizin gittikçe artan bir güruhtur bunlar. Sabahın beşinde de gecenin onbirinde de aynı muhabbeti çevirir dururlar. Yaşama amaçları, bilgi düzeyleri sadece bir cinsel organdan ibarettir dense kendilerine haksızlık etmemiş olunur.
• Kadının ağzının içine bakan, kaybetme korkusundan taviz üstüne taviz veren, omurgasız, kadın için her şeyi yapan, ileri derecede kadın düşkünü adamcağız.
• Tanımadığı, samimi duygularla yaklaşmadığı kadının ağzına içine bakan, taviz veren, el üstünde tutan ve birincil amacı cinsel güdülerini tatmin etmek olan, bu konuda yalan söyleyen, entrika çeviren, sahtekar erkek türü…
Bakın, baştaki “tanımadığı, samimi duygular beslemediği kadın” vurgusu önemli… yoksa tanıdığı, samimi duygular beslediği bir kadının ağzının içine bakan, el üstünde tutan erkeğe (adam) denir.
• Nakliye sektörünün hedef kitlesidir bu tip adamlar. Dikkat edin çoğu nakliyeci firmada mini etekli hatunlar vitrinde, işi yapan hanzolar arka plandadır. Hangi nakliyeciyle çalışılacağına karar veren mercideki yetkili bu özelliğe sahip biriyse işini iyi yapana değil eteği en kısa olana verilir işler. Bu tiplere bu özelliklerinin farkında olduğunuzu ima etmeyin arıza çıkarıyorlar…
• Dilimizde varolan en aşağılayıcı ve güzel küfür amsalaktır. Aşağılayıcı olması, küfürden değil, amsalağın prefrontal korteksinde gelişen lezyonlara bağımlı olmasından ötürüdür. Dolayısıyla amsalaklık verilmez alınır, trajik bir olaydır. Am göt meme üçgeninde düşünen bir insanla iki kelime konuşamazsınız.
• Amsalaklık acaip biseydir. Bu durumdaki kiside ahlaki değerler, arkadaslık değerleri yerle yeksan olur. Amsalak kisi müridi olduğu kadının emirlerini birbir uygularken en yakınındakileri satışa getirmekte ve onlara kumpas kurmakta beis görmez. Fakat bütün bu cabalar nafiledir. Amsalak kıçını yırtsa da o kadını elde edemez. Çünkü kadınlar amsalakları sevmez. Riyakar kaypak bir erkeği kim naapsın. Kadın amaçları dogrultusunda maşalaştırdığı bu amsalakla işi bitince onu adeta kullanılmış bir kağıt mendil gibi kenara atar. Amsalağın yakınındaki “am” ‘da artık yok olduğuna göre sadece elinde sadece salak titri kalmıştır. Salaklığına yanmaktadır.
• Hani eskiden çizgi filmlerde vardı ya o tür sahneler. Kedi veya köpek, karşısındaki hayvanı yürüyen biftek olarak görüyorlardı ya işte durum budur tam olarak efendim. Nefes alan, hareket edebilen her dişi insan evladını kocaman bir vagina olarak gören ve biyolojik olarak homo sapiens olarak adlandırılan canlı türünün aşırı abazan erkeklerini anlatmak için kullanılan tabirdir efendim.
Gelişmemiş veya az gelişmiş, kapalı toplumlarda bolca bulunur.
• Kontrol merkezi beyninde değil de daha aşağılarda olan. Söz konusu obje uğruna gözü hiçbirşeyi görmeyen, makam mevki, itibar vs’ye aldırış etmeyen kimselerin genel adı. Abazanlık, çapkınlık ya da azgınlıkla bir ilgisi yoktur. En ünlü Türk amsalağı Baltacı Mehmet Paşa’dır. Tarihin akışını değiştirmiştir. Patronu amsalak olan işyerlerinde kadınlar çabucak yükselirler. Medyada bolca vardır.
• Türkiye erkek nüfusunun yüzde 90 ını oluşturan, başka kaygısı olmayan yaratık.
• Tek derdi yattığı kız sayısı olan, skor peşindeki, niceliği niteliğe tercih ettiği için kadınların sex hayatında da olumsuz etkileri bulunan doyumsuz bir erkek türü.
• Kadın gördüğü zaman “et” liseli kız gördüğü zamanda “taze et” diyen, en önemli repliği “vay etigi (etini) yiyim” olan insanımsı…
• Entelektüel görünümlerinin altında koca bir yalancı besleyen ve başkaları hakkında ithamda bulunurken geçmişini ve yaşadığı günü unutan insan türüdür. Sözlerine kesinlikle güven olmaz, maneviyat için yaşadıkları yönünde bir palavraları vardır ki kendileri bile buna inanırlar.
• Etrafımda bilumum bulunan insan türcüğü, birinden ötekine koşar dururlar, yüzlerine de söyleyince “amsalaksın” diye, köpürüp insanın üstüne üstüne yürürler. Demek ki aslında kötü bişiy bu ve rahatsız oluyosun söyleyince yüzüne e o zaman neden yapıyorsun rahatsız olduğun şeyi be?
• Anadolu ve trakya’nın çeşitli “şaşkın, budala, ahmak, alık, pısırık” anlamında kullanılan bir söz. Ne yaparsın garibanın aklı aşağılarda bir yerlerde takılı kaldığındandır belki de bu şaşkınlığı, alıklığı…
• Muhtemelen abazan olan, çok az ihtimalle çapkın erkeklerin girdiği durum.
• Amsalaklık, resmen bir kuku için kadına etmediği maymunluk kalmamak ve kadının güzelliği arttıkça bu hareketinin dozunu arttırmak olarak söylenebilir. Kadını sadece “bunu nasıl yatağa atabilirim, acaba verir mi” diye değerlendiren, en sonunda “ver ulan hadi ver” diye içinden böğüren tiplerdir.
Tip demişken, kadınlar yanlış anlamasın, sadece çirkin erkekler değil, gayet de yakışıklı adamların da düştüğü durumdur.
Bu tipteki gerzek erkek bu yolda zamanını, parasını ve itibarını bolca harcar, tüketir. Eğer emelini açıkça belli ediyorsa abazan, belli etmiyorsa amsalak gezinen erkeklerdir bunlar, çoğu zaman başarılı metodlar bulduklarında hiç renk vermezler. Amsalak erkek kurbanı kadın ise, eğer kandırılmışsa ya evlilik ya aşk ya da zengin bir yaşam hayaliyle “tuzağa düşmüştür”.
Sözlerimi bitirirken dünyaya en çok ihraç ettiğimiz mallar arasında, sadece fındık, otomobil veya televizyon bulunmaz, amsalak erkekler de bulunur; Çoğu zaman Ukrayna ve Rusyaya ihraç ederiz. Ama bu ihraçtan para kaptıran biz oluruz, malımız da iadeli taahhütlü geri döner.
• Çantada er’keklik durumu…
• Kimileri sırf böyle olmadığını göstermek adına karşısında bir kadın belirince kötü davranmayı, kabalaşmayı tercih ediyor ki cidden hiç de hoş karşılanmıyor. İnsan gibi alıp karşına “neden böyle yapıyorsun” dediğinde de “amsalak bir yavşak değilim ben” diyor kendinden emin bir tavırla. Belki ki ayarlarıyla fazla oynanmış zamanında, yazık günah..
• Hayatındaki herhangi önemli bir öğeyi am fırsatı karşısında derhal 2. plana atan insan tipidir. Bu öğe dostluk da olabilir, içinde bulunduğu sürekli ilişkisi de olabilir, gurur, karizma, kariyer vs. artık o listede neler varsa.. Zayıf karakter belirtisidir.
• Ha bir de akıllı hatunlar var, işin özünü gördükleri halde bunu bilinç arkasına iterek göz önünden uzaklaştırmayı seçen. Onları nasıl yorumlayacagız, onu ben de bilmiyorum.
• Bir kadına yaranmak için değerlerinden ve kişiliğinden ödün verebilen, olmadığı gibi biri olmaya çalışan tiplere denir. En azından hetero erkek âleminde böyle, lezbiyenlerde de var mıdır bilmiyorum.
• Kadınların çaktırmadan yaptıklarını alenen yapan erkeğe verilen addır.
• Erkeklerde gördüğüm en boktan sorunların temelinde bu yatıyor.
• Evrimsel süreç erkeğin libidosu yüksek olanı ödüllendirdi. Sperm üretimi öylesine güçlü ve fazladır ki erkeğin çok fazla süre boyunca seks düşünmesine neden olur. Sekste genlerin aktarımını sağladığı için ne kadar çok seks yaparsan neslin o kadar çok aktarılma şansı yakalar. Bu, evrimin erkek bedenine yaptığı büyük bir aldatmacadır. Her erkek seks yapmak ister niye diye sorduğunda ise çünkü çok zevkli diyecektir. Evrimsel süreç seks yapmayı zevkli hale getirdi ve erkekler seks için tüm fırsatları kollamaya başladı.
Gelelim bu içgüdünün esiri zavallılara. Her erkek her gün güzel bir kızla birlikte olmak ister. Bu kızın başkalarıyla da olmasını istemez. Bu baba olmayı garanti altına alma yoludur. Erkeğin arzuları çok basit ve anlaşılırdır. Erkeğin eline her gün farklı seksi kadınlarla seks yapma fırsatı geçsin inanın bıkmadan yapacak donanıma sahiptir ancak psikolojik olarak bıkarsa vazgeçecektir.
Kız numarasını vermiş cevap yazmamış. Buluşanlar olmuş iş olmamış. Kız ilgi gösteriyormuş ve bi anda cevap yazmayı kesmiş vsvs.
Erkekler bunu öylesine dert ediyor ki kafayı yiyor. Karısını vuranlardan tutun kendini içkiye verip hayatı mahvolanlara kadar.
İlk önce bu içgüdüyü kontrol etmeyi öğrenin. Kadınlarla oynamayı öğrenin. Bazıları gösterip vermez ve istediğini elde eder. Kadınlar ilişkiler konusunda içgüdüsel olarak profesyoneldir. Ne zaman ne yapacağını bilir. O yüzden kadınlarla oynamayı öğrenin. “Oyun” bu yüzden var. İleri-geri taktikleri vs bunlar hep kadına muhtaç değilim bak seks için çabalamıyorum’a kadar bir sürü yolu yordamı var.
Problem Türkiye’de seks yapmak. Din ve kültürden dolayı çok zor. Abazalık tavan yapmış durumda ve işler kötüye de gidiyor. Ortalama bir adam belli süre seks yapmayınca ve hatta hiç seks yapmamışsa bir kaygı almaya başlıyor adamı. Türkiye’de seks yapma oranları çok düşük (Erkeklere sorarsanız herkesin skoru 1000) Ortalama erkek için cehennem gibi bir şey bu durum. Millet bu yüzden evleniyor.
Adam bakıyor seks yapamıyor, kafayı yemeye başlıyor. İlk önce güzel hatunlara yazıyor bakıyor iş yok zamanla düşüyor standartlar ama yine sonuç yok. Bakıyor hiç uğraşmayan arkadaşı seks yapacak birini bulmuş, kendi bulamayınca iyice sıyırıyor. Eğlenmeyi kendi standartlarını unutup am-salak oluyor. Am için adam vuranları gördü bu gözler.
Kadınlar da am-salaklar için amlarını silah gibi kullanıyor hayatlarının içine sıçıyor bu adamların. Ayrıca kadın gibi bir varlığa mutluluk ve huzuru endekslemek kadar yanlış bişey yok.
Seks yapamama kaygısına sahip adamı tek cümlede anlıyorum. Bu adamlar eğlenmiyor, o kadar abazalaşıyor ki kafası çalışmıyor ve çıldırıyorlar.
İlk önce bir rahatlayın kendinize çeki düzen verin. Mutlu olun, kendinizle eğlenmeye başlayın. Hobiler edinin ve zamanınızı güzel geçirmeye başlayın. kadınlara muhtaç olmadığınızı kendi başınıza da mutlu olabildiğinizi görün.
Her gününüzü güzel geçirmeye bakın. Elinizden geleni yapın ve geriye yaslanın. Çok çabalamanıza gerek yok (kadınlar konusunda), kendinizi geliştirmeye bakın. Rahat takılın, stressiz yaşayın. Kadınlar Kortizol’u (stres hormonunu) hissederler ve kaçarak uzaklaşırlar. Bu tür basit şeyleri dert ederseniz, kadınlar konusunda başarılı olmak zor olacaktır. Kadınlarda pek mutluluk aramayın ya da yola çıkış noktanız bu olmasın. Hayatınızı güzelleştirin ve beklentileri de düşük tutun. Beklentiler daima yaralar!
O yüzden bir kendinize gelin. Size saygısızlık yapan kadını uzaklaştırmayı bilin. Sizinle oynamalarına asla izin vermeyin. Onurlu bir adam olun. Kadınlara nasıl davranılması gerektiğini öğrenin. Dobra olun. Muhtaç olmayın asla. Biraz da mutlu huzurlu olun.