Teslim Abdal

Bilinen Teslim Abdallar’ın Hayatları Hakkında Tespitler ve Düşünceler:

Halk edebiyatımızda varlığını bildiğimiz, yaşadığını kanıtladığımız ama kaç tane oldukları hakkında kesin bilgimiz olmayan Halk ozanların birisi de Teslim Abdaldır. Halk ozanlarımızın eser yazmamış olması, ürünlerini söz gelenekte vermiş olmaları, yazılı edebiyatla uğraşan kimselerin o çağlarda halk ozanlarına hiç önem vermemeleri, onların hayatlarını ve şiirlerini yazılı eserlere alamamaları yüzünden halk ozanlarımızın hayatları hakkında bilgiler ulaşmak çok zor olmaktadır.

Halk ozanlarının şiirlerini belli etmek için mahlas kullanmaları onların şiirlerinin korunmasına ve diğer şairlerin şiirleri ile karışmamasına yetmemektedir. Ozanlar mahlas kullanırken bazen da hayran oldukları şairin mahlasların mahlas olarak seçmekte veya ayrı yarı zamanlarda Yunus, Seyrani, Ömer, Ali gibi şairler yetişmekte; bu Aliler, Ömerler, Seyrani, Yunus ve Köroğlular birbiriyle karışmaktadır. O yüzden hem aynı yüzyıllarda, hem de farklı yüzyıllarda yaşamış aynı adlı ve mahlaslı pek çok şaire rastlanılabilmektedir.

Bir diğer husus ise çok sevilen ozanlara halk sahip çıkmakta, bir isim benzerliği veya diğer sebeplerle sevdiğ o âşıkları kendi muhitinde doğmuş, yaşamış veya ölmüş gibi göstermeye çabalamaktadır. Bu bakımdan Anadolu ve Türk dünyasına ünü yayılan her ozan ve hikâye kahramanına ait yüzlerce mezar yeri veya yöresel yer adı oluşmaktadır. Örneğin Türk Dünyasının her yerinde bir Köroğlu mağarası, dağı veya yaylası vardır. Yunus Emre’ye ait olduğu iddia edilen kırktan fazla mezar tespit edilmiştir. Bu nedenlerle de âşıklarımızın yerleri zamanları, doğum ve ölüm tarihlerini tespit etmek daha da güçleşmektedir.

Teslim Abdal adlı şairimizin durumu da bu şekildedir. Hayatı, doğumu, ölümü, nereli olduğu veya kaç tane Teslim Abdal’ın yaşadığını tespit etmek hayli güç olmaktadır. Varlığı ve yaşadığı kesin olmakla birlikte çok sayıda da şiiri elimize geçmiş olmasına rağmen varlığından haberdar olduğumuz birçok Teslim Abdal olması gerektiğinden ayrı ayrı kimliklerini tespit edebilmek neredeyse mümkün olamamakta şiirlerini de ayırmak imkansız hale gelmektedir.

Varlığı ileri sürülen pek çok Teslim Abdal vardır. Pek çok araştırmacı ayarı yarı yerlerde zamanlarda yaşamış olması gerken tüm Teslim Abdalları tek bir kimlik içinde birleştirmeye çalışmıştır. Çalışmamızda pek çok Teslim Abdal oluşturmaya kalkmasak da Pek çoğunu birleştirsek bile en az üç ayrı Teslim Abdal’ın varlığı olduğunu göstermeye çalışacağız.

Her Birinin ayrı ayrı kişiler olabileceği düşünülen Teslim Abdallar şunlardır:

1) Teslim Abdal, Asıl adı Mehmet olan, Sultan Dördüncü Murad döneminde Bağdat seferine katıldığı söylenen Yeniçeri ve BEKTAŞİ olan Teslim Abdal’
2) DENİZLİde Tekke ve türbesi olan Teslim Abdalla
3) Birçok yöreli olduğu iddia edilen Teslim Abdallar, Konya, Keşan Teslim köyü vb
4) Çorum’un Teslim köyünde tekkesi ve mezarı olan Teslim Abdal.
6) Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyünde olduğu öne sürülen Tatanbüklü Teslim Abdal.

Esasında daha bunlardan başka yerli Teslim Abdalların varlığına dair işaretler ve iddialar da bulunmaktadır. Mesela Trakya’da Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyünde de Teslim Abdal mezarı bulunmaktadır. 17. yüzyılda Çorum’a bağlı Teslim Köyünde yaşadığına dair idda edilen Teslim Abdal ile diğer Teslim Abdalların aynı kişi olabileceği de meçhuldür. Ziya Gürel, “Hak aşıklarından deyişler” adlı kitabında ”Çorum ili sınırları içinde Teslim Abdal adlı bir köy vardır.Köye adını vermiş olan böyle bir kimsenin o köyde yatırı olacağı bellidir” diye Denizlili olmadığın Çorumlu olduğunu kanıtlamaya çalışan Teslim Abdal adlı bir aşıktan söz eder.

Bu Teslim Abdalların hepsinin aynı kişi olabileceğini kabul etmek oldukça zordur. Diğer halk ozanlarımız için de her zaman bu durum söz konusu olmuştur. Sözgelimi Yunus Emre’nin veKöroğlu ’nun şiirleri, kendilerinden sonra yaşayan diğer Yunus Emre ve Köroğlu adlı şairlerin şiirleri ile karıştırılmış, edebiyatımızda çok sayıda, Yunus, Köroğlu, Emrah, Seyrani gibi şairler görülmüştür.

Çok sayıda teslim Abdal olduğunun anlaşılması üzerine araştırmacılar işin içinden çıkamamış ayrı ayrı Teslim Abdalların hepsini tek bir Telim Abdalmış gibi gösteren bir tutum içine girenler de olmuştur. Enteresan olan diğer bir husus farklı kişiler olabileceği düşünülen bir çok Teslim Abdal’ın 17 yy içinde yaşamış olabileceği ihtimalidir.

Teslim Abdal adlı pek çok şair ve Bektaşi dervişi olduğuna dair en güçlü kanıt, DENİZLİ- ÇORUM- KONYA- gibi şehirlerde benzer isimlere ait en az üç tane Teslim Abdal yatırının bulunmuş olmasıdır. Bunun yanı sıra Teslim Abdal’a ait olan şirlere göz atıldığında birbirlerinden çok farklı uslup, konu tema işleyen en az üç ayrı ozana ait olan şiirlerin olduğu ortaya çıkar.

Sadece şiirlere, tema, zevk içeriklerine baktığımızda Karşımıza en az üç farklı tipte Âşık Teslim Abdal çıkar. Teslim Abdalların birisinin asker Teslim Abdal; İkincisinin dın dışı konularda söyleyen bir Teslim Abdal, Üçüncüsünün ise Alevi Bektaşi Dervişi Teslim Abdal şeklindedir. Üstelik üç tipteki farklı Teslim Abdalların her bir tipinin de yaşadığı yüzyıl ve yaşadıkları yer açılarından ikişer üçer tane olabileceği ortaya çıkmaktadır.

Avrupa Alevi Akademisinin 1998 de çıkardığı ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI kitapta da bu eserlerin kime ait olduğu karanlıkta bırakılmıştır. Doç.Dr.Bedri Noyan, Mehmet Eröz, Mehmet Özbek, A.Celalettin Ulusoy , Besim Atalay, İsmet Zeki Eyiboğlu, Prof.Dr. Şükrü Elçin, M.Teyfik Oytan, Sabri Koz gibi bir çok araştırmacı yazılarında ve yapıtlarında Teslim Abdaldan söz etmelerine ve şiirlerinden örnekler yayınlamalarına karşın derinlemesine bir çalışmaya girememişler, farklı Teslim Abdallar ile şiirlerini birbirlerinden ayırmayı başaramamışlardır.

Bu bakımdan tek bir Teslim Abdal değil en az üç dört tane farklı zamanlarda yerlerde ve farklı aşık tiplerinde Teslim Abdal’ın varlığını kabul etmek gerekir. Şiirlerini birbirlerinden ayıramazsak da bir kısım Teslim Abdalların Dini Tasavvufi, tekke zümre âşık geleneği içinde şiirler söylemiş oldukları, En az bir tanesinin asker kökenli ve Yeniçeri Teslim Abdal olduğu, En az bir tanesinin de din dışı konularda şiirler söyleyen Teslim Abdal olduğuna hükmedebiliriz. Teslim Abdalların bazılarının aynı konularda şiirler söyleyen birkaç ozan olmasına şaşmamak gerekir. Abdal olarak adlandırıldıklarına göre bunların dini tasavvufi konular işleyen Alevi, Bektaşi, Türkmen şairler olması gerekmektedir.

Tabanbüklü Teslim Abdal

Tabanbüklü Teslim Abdal’ birkaç tane daha olması gerektiğini düşündüğümüz, Alevi Bektaşi geleneği türündeki bir Teslim Abdal’dır. Tabanbüklü Teslim Abdal’ın şiirleri olması kuvvetle muhtemel olan diğer Alevi Bektaşi, Derviş Aşık tipindeki Teslim Abda adlı şairlerin şiirlerine nazaran daha şiirleri daha çok yaygın ve daha çok sayıda şiirleri olan Teslim Abdal’dır. Deyişleri halk arasında en yaygın olan, cemlerde en çok şiirleri olan ve söylenen Teslim Abdal budur. Buna mukabil Tabanbüklü Teslim Abdal’a isnat edilen tüm şiirlerinin ona ait olduğunu kestirmek ve söylemek oldukça güçtür.

Kaynaklar bu ozanımızın Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (şimdiki adıyla Tabanbükü) köyünden olduğu konusunda oldukça ısrarlıdır. Hatta onun soyundan geldiğini iddia ederek şeceresini sayanlar da bulunmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla Tabanbüklü Teslim Abdal,: “ Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan, Şeyh Melek kolundan Kalender Abdal’ın oğludur. Doğduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir ancak, mezar taşındaki bilgilere göre ölüm tarihi 1719’dur. 70 – 75 yaşlarında öldüğünü varsayarsak 17. yüzyılın ortalarında doğduğu söylenebilir.” Teslim Abdal’ın pirinin Alioğlu olduğu onun şu dörtlüğünden anlaşılır.

Pirim Alioğlu’ndan bize gel oldu
Mürşid duydu, müşkilimiz halloldu

M.Beşir Aşan’ın Tabanbükü Köyü’deki Teslim Abdal’ın mezar taşından yaptığı tespite göre Bu Teslim Abdal’ın ölüm tarihi 1719’dur. Yani, Teslim Abdal’ın 1617-1719 yılları arasında Şeyh Hasan (Tabanbükü) Köyünde yaşadığı kesinleşmiştir. (Muhammed Beşir AŞAN: “TABANBÜKÜ (Şeyh Hasan ) Köyü Mezarlıkları”, Fırat Havzası Yazma Eserler Sempozyumu 5-6 Mayıs 1986 Elazığ Bildirileri: Fırat Üniversitesi Elazığ 1987 s.147-169)

Tabanbüklü Teslim Abdal’ın soy şeceresini “dabanbük lü Teslim ABDAL bizim ceddimizdir, diyen Tabanbük lü Ali GÖKTÜRK DEDE soy şecerelerini Derviş ALİye kadar şöyle sıralar.Şeyh Hasan- Şeyh Ahmet- Şeyh Haşim-Kalender Abdal-Teslim Abdal- Derviş Muhammet-Süleyman Dede- Derviş Ali’dir.”

“Tabanbüklü Şeyh Ahmetin torunlarından olan Telsim Abdalın bugüne kadar eserleri dedeler ve zakirler dilinde söylenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Fakat bu şiirlerin hangilerinin hangi Teslim Abdal’a ait olduğu konusu aydınlatılamamaktadır.

Alirıza Uğurlu, İsmail Özmen ve İhsan Öztürk’ün agy da yazdıklarına göre “Şeyh Hasan köyünün Doğu tarafında Şeyh Ahmet dedenin Türbesi ve civarında da köyün mezarlığı vardır. Batı tarafında bir tepenin arka yüzünde de Teslim Abdal‘ın türbesi ve onun çevresinde de ondan gelen torunlarının mezarları vardır. Öldüğü zaman kendisine daha fazla, Şeyh Ahmet dedeye daha az ilgi gösterilmesi ihtimaline karşı, kendi mezarının bugünkü Tepe Düzü mevkiine yapılmasını vasiyet etmiştir. Onun için Şeyh Hasan köyünün Şeyh Ahmet ve Teslim Abdal mezarlığı olmak üzere iki mezarlığı vardır.

Teslim Abdal‘dan sonra oğulları ve bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedilmişlerdir. Teslim Abdal‘ın ikinci oğlu Süleyman‘dan doğma Derviş Ali‘de çok önemli bir ozandır. Mezarı Şeyh Ahmet dedenin türbesinin bitişiğindedir.” ( İhsan Öztürk ) Bu Teslim Abdal’a ait olduğu iddia edilen 82 deyişi İsmail Özmen derlemiş ve adı geçen eserine dahil etmiştir.

Bu Teslim Abdal’a ait olduğu söylenen şiirlerden birisi şudur:

Mürşide varmaya talip olursan
İptida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Ahd ile peymandan rehber isterler

Mürşidin nazarı müşkülü seçer
Kamil olan rehber sırat’tan geçer
Can kuşu kafesten akıbet uçar
Tenden uçan candan rehber isterler

Mürşidin var ise olursun insan
Mürşidin yok ise kalırsın hayvan
Arasat gününde kurulur mizan
Açılan mizandan rehber isterler

TESLİM ABDAL söyler bu hikâyeti
Nefsini bilmektir gücün gayeti
Yirmi sekiz huruf yedi ayeti
Bunu bilmeye de rehber isterler

Tatanbüklü Teslim Abdal şiirlerinde Şiirlerde Şah Hatayi, ve Erdebil tekkesi şairlerinin şiirleri ile Yunus, ile Bektaşi ozanlarının nefeslerinden etkiler de sezilmektedir. Konuları tekke züme edebiyatı Bektaşi ozanlar geleneğinin benzer konularıdır. Şiirlerde daha çok Anadolu Aleviliği görüşleri egemendir. Dili sade ve akıcıdır, yerel söyleyiş biçimlerine ve adetlerine yer verir. Şiirlerinde Allah-Muhammed-Ali, oniki imam sevgisi egemendir.

Dinleyin bu nefesi habl-ül veridir
İn ziyaret eyle Şeyh Ahmet Dedeyi
Kırkların içinde server-i velidir
İn ziyaret eyle Şeyh Ahmet Dedeyi

Kardeşi Şeyh Hasan adı söylensin
Bahr-iyle Ummanları boylansın
Yüzün gören Beytullahı neylesin
İn ziyaret eyle Şeyh Ahmet Dedeyi

Yeniçeri Teslim Abdal

Asıl adı Mehmet olan, On yedinci yüzyılda yaşamış, Yeniçeri Teslim Abdal’ın gerçek yaşamı üzerine ayrıntılı bilgi yoktur. Yeniçeri Teslim Abdal’in IV. Murat (1623-1640) döneminde ve 1617-1670 yılları arasında kesin olarak yaşadığı birçok araştırmacı tarafından ortak olarak benimsenmektedir. Sadettin Nûzhed Ergun, Atilla Özkırımlı, Cahit Öztelli, ( Yeniçeri) Teslim Abdal’in hayati ve şiirleri hakkında açıklamalarda bulunarak yaşadığını kanıtlamışlardır.

11. Mahmut’un emriyle düzenlenen ” Bektaşi Tekkelerinin Teftişi” ile ilgili bir defterden o dönemde Sivas’a bağlı Mecitözü ilçesinin kendi adıyla anılan köyünde bir zaviyesi bulunduğu öğrenilir. Bir şiirinde de pirinin XVII. yüzyıl şairlerinden Alioğlu olduğunu bildirilmekte, bir başka şiirinden ise Dedemoğlu’nun arkadaşı olduğu anlaşılmaktadır. İlginç olan bir husus Yeniçeri Teslim Abdal ile Baskıl Tabandüzlü Teslim Abdal’ın pirinin aynı adı taşıyor olmasıdır. Mecitözü’nün Teslim köyünde türbesi olan Teslim Abdal İLE Elzıg Baskıl İlçesi Tabandüzünde seceresi ve mezarı olan Teslim Abdal’ın arasında bir irtibat kurmak zor olmaktadır. Üstelik her iki ozanın yaşadığı çağlar ve zamanlar açısından da yüzyıla yakın bir tarih farkı vardır. Ayrıca, Çorum ve Denizli de kabri bulunan Teslim Abdallar ile bu Teslim Abdallar arasında da bağıntı kurabilmek de hemen hemen imkânsız olmaktadır.

Bu Teslim Abdal, Sultan Dördüncü Murad döneminde Bağdat seferine katıldığı söylenen Yeniçeri ve BEKTAŞİ olan Teslim Abdal’dır.

Denizli’de, adıyla anılan tekke de yatan Teslim Sultan Abdal’ın bu şair olup olmadığı da bilinmemektedir. Bir şiirinde “Dördümüzü bir araya sürdüler / Eriş Teslim Abdal gel imdad eyle” diyerek onu yardıma çağıran Kul Mustafa’nın da daha önce sanıldığı gibi KAYIKÇI KUL MUSTAFA olmayıp Teslim Abdal’ın müridi başka bir Kul Mustafa olduğu ortaya çıkarılmıştır. Yeniçeri Teslim Abdal’a ait olabilecek ama içeriği ve zikrettiği isimler ile kafa karıştıracak Teslim Abdal mahlaslı bir şiir aşağıya alınmıştır. Bu şiiri asker kökenli bir şairin söylemiş olduğu kuvvetle ihtimaldir. Fakat Iv. Murat, Yerine Sultan Süleyman’ı zikretmesi kafaları karıştırmaktadır. Bilindiği gibi her iki padişah zamanında Bagdat muhasara edilmiş ve alınmıştır.

Arzulamış gelir koca bağdad’ı
Şah Süleyman başı telli geliyor
Yardımcısı ola oniki imam
Önü sıra serdar ali geliyor

Yüz bini birden der: “allah’ım allah
Yüz bini der: “la ilahe illallah”
Yüz bin katarı var, yüzbin de sipah
Yüz bini de darplı sallı geliyor

Müminler “hu” çeker münafık erir
Mü’minin muradın ol hüda verir
Yüz bin de zırh giymiş sipahi gelir
Yüz bini de bahar ballı geliyor

Teslim abdal der ki hey canlar canı
Bunca Süleymanlar dünyada hanı
Yüz bin nutku vardır yüz bin de canı
Yüz bin de kolu kolçaklı geliyor.”

Asker kökenli olduğuna inandığımız Teslim Abdal’a ait olması gereken bir başka şiir de şudur.

Aşnamdan ayrıldım yamandır halim
Adettir aşıkın hali böyle olur
Yar aklımı aldı, çevirdi başın
Mecnun dedikleri deli böyle olur

Şu aşkın ateşi bağrımı yaktı
Ah ile feryadım göklere çıktı
Gözlerimden yaş yerine kan aktı
Yaz bahar ayının seli böyle olur

Teslim Abdal ben bu yoldan dönemem
Dünyadan piri elimden salmanam
Devlet sofrasına elim sunmanam
Saadetli Hünkar kulu böyle olur

Denizli’li Teslim Abdal

Denizli’de kendi adı ile anılan Bektaşi tekkesinde gömülü olan ve Teslim Abdal türbesi de olan Teslim Abdal’ın bir Bektaşi Şeyhi olduğu hakkında bilgiler vardır. Halk arasında ermiş olarak bilinir ve keramet sahibi olduğuna inanılır. Kendisiyle ilgili halk arasında anlatılan birçok söylence vardır. Denizli’de, adıyla anılan tekke de yatan Teslim Sultan Abdal’ın hangi şair, hangi şiirleri olan Teslim Abdal olup olmadığı da bilinmemektedir. Aslında Teslim Sultan Abdal’ın şair olup olmadığı da kesin değildir.

Sadettin Nüzhet Ergun ve Gölpınarlı Denizli’deki Bektaşi tekkesinde Teslim Sultan Abdal bir mezar bulunduğuna değinmekle yetinmişler, bu bir mezarın hangi Teslim Abdal’a ait olduğunu belirtmemişlerdir. Bu mezar belki de Âşık Teslim Abdal veya Abdallarla alakası olmayan başka bir “Teslim Sultan Abdal” ’a aittir.

“Teslim Abdal Türbesi, Denizliye yakın bir yerde, Ana yol kenarında 100-200 mt içerisinde, bahçelik bir alanın içinde bulunmaktadır. “

Din Dışı Konularda Eserleri Olan Teslim Abdal

Teslim Abdal’a daha doğrusu Abdallara mal edilmiş çok sayıda nefes vardır. Bunun yanında din dışı konulara işleyen Teslim Abdal’a ait şiirler de bulunmaktadır.

Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurup güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı

Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı

***

Gel ha gönül havalanma
Engin ol gönül engin ol
Dünya malına aldanma
Engin ol gönül engin ol

Bu Dünyanın hali böyle
Yavan yahşi geçer şöyle
Söyle isen engin söyle
Engin ol gönül engin ol

Teslim Abdal sözüm haktır
Sözümün yalanı yoktur
Engin söyle büyüklüktür
Engin ol gönül engin ol

***

Hey erenler zaman azdı
Bu dünya karışır oldu
Tilki aslana kuyu kazdı
Ha edip erişir oldu

Oğuldur atanın hızı
Dinlenmiyor ulu sözü
Altı aylık olmayan kuzu
Koç ile vuruşur oldu

Ata sözü tutmaz uşak
Deve yerin gözler köşük
Küllükte tepinen eşek
At ile yarışır oldu

Palaz üstünde yatmayan
Dudağı yala batmayan
Porsuk ardından gitmeyen
Ceylana erişir oldu

Teslim Abdal zaman azgın
Evlat babasından bezgin
Kokmuş leşe konan guzgun
Turnayla yarışır oldu

***

Sabah sabah hırlaşırlar
Bize taş atıp ürenler
Eşek gibi zırlaşırlar
Bize taş atıp ürenler

Dağ başında geyik ola
Yazı kışı soğuk ola
Eğri Büke tavuk ola
Bize taş atıp ürenler

Bir gelişte puta döne
Ters nallanmış ata döne
Koca uyuz ite döne
Bize taş atıp ürenler

Ele güne uşak ola
Karıncaya kuşak ola
Berete ye eşek ola
Bize taş atıp ürenler

Teslim Abdal der oğmaya
Dünya da yüzü gülmeye
Ahrette iman bulmaya
Bize taş atıp ürenler

Teslim Abdallara ait şiirlerin kimileri öğreticidir. Örneklerde de görüldüğü Kimi Teslim Abdal şiirleri eleştiri, hiciv yergi öğeleri de taşır.

Sonuç olarak edebiyatımızda En az üç yarı yerde yaşamış, en az üç ayrı tipte, iki veya üç farklı yüzyılda yaşamış Teslim Abdal vardır. Bu Teslim Abdallardan birisi Cahit Öztelli Sadettin Nuzhet Ergun’un yaşadığını kanıtlamaya çalıştıkları Yeniçeri Teslim Abdaldır. Yeniçeri Teslim Abdal’ın şiirleri, bütün Yeniçeri aşıklarda da görüldüğü gibi Bektaşi kültüründen de esintiler taşıyan ama , savaş, sefer, askerlik fetih kahramanlık konularını işlyen şiirler söylemiş bir Teslim Abdal dır. Yeniçeri Teslim Abdal Bağdat’ın Fethinde bulunmuş, IV. Murat’ın ordusunda görev almış bir yeniçeri ozanıdır.

Yaşadığı kesinleşen diğer bir Teslim Abdal ise Elazıg Baskıl İlçesi Tatanbükü Köyünden Şeyh Hasan Zaviyesine bağlı bi,r derviş olan Bektaşi Dervişi ve Aşığı Teslim Abdaldır. Bu şaire ait olduğu kuvvetle muhtemel olan 82 şiir ve nefes tespit edilmiştir. Bu şairin soy secersei çıkartılmış halen bu köyde mezarı bulunmaktadır. Tatanbük köyünde Teslim Abdal’ın sülalesinden geldiği bilinen kişiler halen yaşamakta ve Tatanbüklü Teslim Abdal’ın seceresini kendilerine ve günümüze kadar saymaktadırlar. Söz konusu şairin mezarı da halen bu köyde bulunmaktadır.

Tatanbüklü Teslim Abdal’ın şiirleri On iki imam, Resullulah, Hasan, Hüseyin, Ali, sevgisini işlemekte, Pir derviş, tekke, nasihat, benzeri dini tasavvufi, tekke ve Bektaşilik konularını içeren konular taşımaktadır.

Denizli, Çorum, Tekirdağ, Konya, Ankara dolaylarında yaşadığı Teslim Abdalların varlığı Yokluğu veya yaşadığı kesin olan Teslim Abdallarla ilgisi net ve kesin değildir. Hatta yaşadığı kesin olanlarla, Denizli, Çorum, Tekirdağ, Konya, Ankara dolaylarında yaşadığı söylenen Teslim Abdallar arasında alaka kurmak neredeyse imkânsızdır. Buna rağmen din dışı konularda söyleyen, hiciv ve taşlama örnekleri de veren Teslim Abdal şiirlerinden yola çıkarak din dışı Teslim Abdal’ın varlığı sezilmekte ama bunca karmaşa arasında nereli olduğu, ne zaman yaşadığı belli olmamaktadır.

Denizli, Çorum, Tekirdağ ve Konya da mezarları olan Teslim Abdalların Aşık Teslim Abdal olup olmadıkları belli değildir. Kesin olan bir başka şey de Teslim Abdal adında olan ama halk ozanı olmayan Teslim Abdalların da yaşamış olması ihtimalidir.

***

Teslim Abdal kimdir sorusunu yanıtlamak zor. Çünkü karşımıza dört ayrı yerde ayrı ayrı zamanlarda yaşamış dört Teslim Abdal çıkarılıyor.

Bunlar:

1) Teslim Abdal, Onyedinci yüzyılda yaşamış. Asıl adı Mehmed olan, Sultan Dördüncü Murad döneminin bir Bektaşi ulusu. Yeniçeri ocağının Halife Babası, yani Büyük Baba Efendisi. Bağdat seferine katıldığı öne sürülüyor.

Bu Teslim Abdal’ın:
“Teslim Dede Teslim Baba
Ey kahraman Türk Milleti”
Başlığıyla başlayan bir Mehter marşına konu olduğu iddia ediliyor. Teslim Abdal’ın yurdumuzun üç yerinde türbesi bulunmaktadır. Birincisi Trakya’da Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyünde. İkincisi Denizli dolaylarında, üçüncü türbesi ise, Çorum’un Teslim köyünde.

2) Denizli’de tekke ve türbesi olan Teslim Abdal.

3) Denizli’de türbesi bulunandan ayrı bir Teslim Abdal ise Çorum’un Teslim köyünde tekkesi ve mezarı olan Teslim Abdal hakkında daha geniş bilgi için Alevilik Araştırmaları Dergisi, sayı: 1, Mayıs 1998 Can Yoksul, İki Alevi Şairi bakılabilir.

4) Ankaralı Teslim Abdal.

5) Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyünde olduğu öne sürülen Teslim Abdal. Bunlardan hangisi doğru bilinemiyor. Şimdilik hepside karanlıkta. Biz hepsini birden sunuyoruz. Kesin bilgiler ortaya çıkıncaya değin böyle sürecek. Bunlar ayrı ayrı Teslim Abdal’lar da olabilir, bir Teslim Abdal da. Teslim Abdal şiirlerinde doğru yola girdikten sonra kişinin korkup çekineceği bir engel kalmadığını, Alevi -Bektaşi geleneğinde yol göstericilik duygusunun yoğunluk kazandığını, Kur’an surelerinin kişinin nesnel varlığında görünür duruma geldiğini, kişinin bir tür ”canlı Kur’an” olduğunu sezer, sezinletir. vurgular ve sergiler. Onda Ali ve On iki imam sevgisi sevgilerin en yücesidir:

Teslim Abdal eder Şems’in Çırası
Errahmandır iki kaşın arası
Güzel Bismillah’la Elham suresi
Elif-lam-mim inmiş hattın üstüne

17. yüzyıl Alevi ozanlarının en büyüklerinden biri. Yaşayışı ancak kendisinin ve başka ozanların şiirlerinden çıkarılabiliyor. Buna göre Teslim Abdal, tarikatta yüksek yeri olan bir pirdir. Denizli’de kendi adı ile anılan Bektaşi tekkesinde gömülüdür. Ona göre insan dile gelip konuşan, bütünlüğü içinde Kuranı kendi özünde taşıyan bir varlıktır. Dahası insan Kurandır.

İran Safevi Devleti yararına, daha önce kendilerinden söz ettiğimiz Alioğlu, Dedemoğlu, Kul Nesimi gibi ve belki de onlarla birlikte siyasal olaylara karışmış, çabalara girmiştir. Müridi Kul Mustafa’nın bir nefesinden anladığımıza göre Teslim Abdal da Bedreddinli’dir. Tanrı’nın insan varlığında birleştiğini, onunla özdeşleştiğini, insanın tanrının ışığı olduğunu savunur.

Teslim Abdal’ın pîr’i Alioğlu’dur. Bunu bir nefesinde Teslim Abdal kendisi söylemektedir.

Pîr’im Alioğlu’ndan bize gel oldu
Mürşid duydu, müşkilimiz halloldu
Yardımcımız Şah-ı merdan Ali oldu
Urum’a yolladım gönül kuşunu

Teslim Abdal yukarıda adı geçen arkadaşları gibi hükümet kovuşturmasına uğramıştır. Çok güçlü ve ülkücü bir ozandır. Ünü yaygındır. Eserleri günümüze dek gelmiştir (C. Öztelli, Bektaşi Gülleri, s: 370). Teslim Abdal Tanrı insanla görünür. İnsan yüzünde yazılı bir Kur’an vardır der.

Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda

Gerçekte yaşamı üzerine ayrıntılı bilgi yok. 11. Mahmut’un emriyle düzenlenen “Bektaşi Tekkelerinin Teftişi” ile ilgili bir defterden o dönemde Sivas’a bağlı Mecitözü ilçesinin kendi adıyla anılan köyünde bir zaviyesi bulunduğu öğreniliyor. Bir şiirinde de pirinin XVII. yüzyıl şairlerinden Alioğlu olduğunu bildirilmekte, bir başka şiirinden ise Dedemoğlu’nun arkadaşı olduğu anlaşılmaktadır. Denizli’de, adıyla anılan tekkede yatan Teslim Sultan Abdal’ın bu şair olup olmadığı da bilinmemektedir. Bir şiirinde “Dördümüzü bir araya sürdüler / Eriş Teslim Abdal gel imdad eyle” diyerek onu yardıma çağıran Kul Mustafa’nın da daha önce sanıldığı gibi Kayıkçı Kul Mustafa olmayıp Teslim Abdal’ın müridi başka bir Kul Mustafa olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Gel ha gönül havalanma
Engin ol gönül engin ol

Bir Başka Öykü :

M. Halit Bayrı’nın Aşık Virani divanında, Teslim Abdal isminde bir aşığın var olduğu, ancak nerede ve ne zaman yaşadığının bilinmediğinden bahsedilmektedir.

Ayrıca, İbrahim Aslanoğlu’nun Söz Mülkünün Sultanları adlı eserinde de Teslim Abdal’ın asıl yaşadığı yerin bilinmediği, fakat Çorum’da bir Teslim Abdal köyünün bulunduğundan oralı olduğuna ilişkin tahminler yürütülmüş olduğu görülmektedir. Bu konuda Can Yoksul (A.Haydar Avcı)’nın Alevilik Araştırmaları dergisinin ilk sayısında geniş bir araştırma yer almaktadır.

Teslim Abdal Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir. Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan Şeyh Melek kolundan gelen Kalender Abdalın oğludur. Kalender Abdal da bir gerçektir ve nefesleri vardır. Bu köyün Doğu tarafında Şeyh Ahmet dedenin Türbesi ve civarında da köyün mezarlığı vardır. Batı tarafında bir tepenin arka yüzünde de Teslim Abdal’ın türbesi ve onun çevresinde de ondan gelen torunlarının mezarları vardır.

Teslim Abdal’ın ikinci oğlu Süleyman’dan doğma Derviş Ali’nin mezarındaki tarih 1172 dir. Bundan anlaşılacağı üzere Rumi 1090 da miladi ise 1670 yıllarında yaşamış olduğu anlaşılır.

Teslim Abdal’ın beş oğlu olmuştur. Adları şöyle : İmam, Hüseyin, Süleyman, Bektaş ve Cafer’dir. Bunlardan İmam Teslim Abdal’ın sağlığında öldüğü için, Ceddi Şeyh Ahmet dede mezarlığında gömülüdür. Hüseyin oğlunun mezarı Teslim Abdal’ın türbesi içinde, Süleyman, Bektaş ve Cafer’in mezarları ise Teslim Abdal mezarlığındadır.

Süleyman oğlundan gelen derviş Ali’nin türbesi de Şeyh Ahmet dedenin türbesi bitişiğinde kargir kubbeli bir türbedir. Derviş Ali de bir gerçek Er’dir. Yaygın nefesleri vardır.

Teslim Abdal’ın sayısı çok olan nefesleri vardır. Ama elimize ancak yetmiş kadarı geçmiştir. Köyünde onun soyundan gelenler de bir zihniyet vardır ki onun eserlerini kimseye vermeyip sıkı Sıkı saklıyorlar. Bu yüzden fazla elde edemedik.

Teslim Abdal ata ve dedelerine saygılı bir kişi idi. Bu yüzden öldüğü zaman kendisine daha fazla ilgi gösterilip, Şeyh Ahmet dedeye daha az ilgi gösterilme ve bu yüzden de saygısızlık etmiş olması ihtimaline karşı, kendi mezarının bugünkü Tepe Düzü mevkiine yapılmasını vasiyet etmişti. Onun için Şeyh Hasan köyünün iki mezarlığı var. Teslim Abdal’dan sonra bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedildiler. Yalnız Teslim Abdal’ın oğlu İmam Teslim Abdal hayatta iken vefat ettiği için Şeyh Ahmet Dede mezarlığına defnedildi.

Teslim Abdal’ın halk arasında söylenen bir söylencesi şöyledir :

Teslim Abdal’ın yaşadığı yıllarda İbrahim Paşa adında, Osmanlı Padişahının seyis başıısı vardır. Bu zat bir gece rüyasında Şeyhhasan köyünü, oradaki Şeyh Ahmet dede yatırını görür. Yatırın üzerine başındaki fesi çıkarıp koyar, daha sonra hiç el değmeden fesin tekrar başına konduğunu görür. Bu rüyanın etkisi ile Şeyhhasan köyünü aramak üzere yola çıkar. Araya araya Fırat nehri kıyısına gelir. Oradan da o zamanın tek nehir nakil aracı olan Kelek ile nehri geçip köye gelir. Köyde başı kavuklu bir çok Dede ve

Şeyh vardır. Bunların hepsi kendi çaplarında mucize sahibi kişilerdir. Teslim Abdal ise divana kabul edilmediği için adamdan sayılıp cemaatte yer alamaz. İbrahim Paşa bu kavuklu kişilere rüyasını anlatır. Kavuklular <> derler.

İbrahim Paşa birinci gün bir kurban keser ve Şeyhin birisi İbrahim Paşanın fesini el değmeden başına giydirmeyi dener, başaramaz. İkinci günü bir kurban daha keser bu defa bir başkası dener, gene fesi Paşaya giydiremez.

Böylece kırk gün kurban kesme ve denemeler sürer. Derken İbrahim Paşa hiddetlenir ve : <> der. <> diye bir korku verir. Bunun üzerine herkes telaşlanır, ne yapacaklarını şaşırırlar. Neticede orada bulunanlardan birisinin aklına Teslim Abdal gelir.

Belki bunu Teslim Abdal yapar, derler ve hemen denemeye koyulurlar. Teslim Abdal fakir olduğu için civar köylerden olan Boran köyünün sığırlarını otlatmaktadır. Bir kaç kişi hemen yola çıkar, Teslim Abdal’ı bir otlakta bulurlar. <> diye yalvarırlar.

Teslim Abdal <> der, <> deyip, iki kişiyi sığırların yanına bırakırlar, diğerleri de Teslim Abdal’la birlikte Şeyh Ahmet Dede yatırının yanında bekleyen İbrahim Paşaya gelirlerç

İbrahim Paşa Teslim Abdal’ı görünce, rüyasında gördüğü kişi olduğunu hemen tanır. Çevresindekilere <> der. Yine kurban kesilir, dualar edilir, köylü yer içer, Türbenin içine girerler. İbrahim Paşa fesini çıkarıp yatırın üzerine koyar. Teslim Abdal’ın nazan ile fes Paşanın başına gelir. Üç defa bu tekrarlanır.

Paşa kalkıp diğer kavuklulara dönerek : <> diyerek onları kovar. Sonunda Paşa Teslim Abdal’ın dua ve himmetlerini alıp gitmek üzere Fırat Nehri kenarına geldiğinde, Teslim Abdal geri çağırtır ve ona bir delilik yaparak aklını karıştırır. Paşada <> diye ikirciklenir. Teslim Abdal Paşaya <> deyip gönderir.

Orada bulunanlar Teslim Abdal’a merakla neden böyle yaptığını sorarlar. O da: <> der. İbrahim Paşa oradan ayrılıp Malatya iline gelir ve bugünkü Paşa Köşkü denilen mevkide ev yaptırıp konaklar.

Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurdum güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı

Teslim Abdal’ın torunu Derviş Ali’de dedesi gibi divane ve ermiş bir kişi idi. Şeyhhasan köyünün bir kaç saat batısında Kale köyü var. Bu köyün yamacındaki dağda da, Hz. Muhammed zamanından Battal Gazi zamanına kadar gelip Hz. Muhammed’ in verdiği emaneti Battal Gazi’ye getiren Battal Gazi’nin piri Abdulvahab’ın yatırı bulunmaktadır. Kale köyünün bir kaç saat batısında ise Adaf köyü bulunmaktadır.

Derviş Ali bir gün Adaf köyünde bir cemde otururken şöyle der:

“Nefestir adamı talar, Adara Elmaya salar,
Üç Kürt oğlu suya dalar Battı m’ola çıktı m’ola.”

Köylüler Derviş Ali’nin gerçek bir kişi olduğunu bildikleri için hemen adam koştururlar. Fırat Nehri kıyısındaki elma bahçesini kontrol ettirirler. Bakarlar ki kürt çocukları elma çalmaya gelmişler, elma çalarken suya düşmüşler ve boğulmak üzereler.
Hemen çocukları kurtarırlar.

Derviş Ali ölmeden önce Teslim Abdal’ın yatırı yanında uzanıp yatmasının saygısızlık olacağı gerekçesi ile kendi mezarını başka yere yapmalarını ister. Şimdi yatın Şeyh Ahmet Dede yatın yanında ve ondan biraz daha küçüktür.

Şeyh Hasan köyünün kıble yönünde ve köyün hemen önünde Murat suyu akmaktadır. Murat suyunun karşı kıyısında ise Korucuk köyü vardır. Bu köyde Hasan Dede isminde bir de yatır vardır. Bu zata Hasani Basri de derler. Bu zatın Bağdat’tan geldiğini ve sonunda da su ile Bağdat’a gideceği çok önceleri büyüklerimiz tarafından söylenirdi. Bir süre önce Murat taştı. Köylüler yatır gidecek diye telaşlandılar ve çevre köylerden para toplayarak önüne set yaptırdılar. Ne yazık ki, şimdi Atatürk Barajı yapımı nedeniyle bu yatır gene suyun altında kalacak ve söylendiği gibi de Bağdat’a gidecek. Bu yatır, Vakıflar idaresince Eski Malatya (Battal Gazi) ilçesi merkezine nakledilmiştir.

Hasani Basri’nin yaşadığı tarih belli değil. Yalnız, çok ağır hasta ve deliler ona büyük bir itikat ile götürüldüğünde şifa bulurlardı. Teslim Abdal bir beytinde bu zatı övmüştür.

Teslim Abdal ey der eremediniz
Kör idi gözünüz göremediniz
Yetmiş yıl dolandım bilemediniz
Zöhre yıldızı doğup aştı duydun mu?

Teslim Abdal’ın şiirleri öğreticidir, eleştiri öğeleri de taşır. Bu şiirlerin bir kaç Teslim Abdal’a ait oldukları da düşünülebilir. Şiirlerde Şah Hatayi etkileri görülür. Erdebil tekkesiyle ilişkisi olabileceği düşünülse de, şiirlerde daha çok Anadolu Aleviliği görüşleri egemendir. Öztürkçe söyler, dili sade ve akıcıdır, yerel söyleyiş biçimlerine ve adetlerine yer verir. Şiirlerinde Allah-Muhammed-Ali, oniki imam sevgisi egemendir.

Menzil almak ister isen
Gönül sabreyle sabreyle.

***

Teslim Abdal’ın hayatı ile ilgili bilgiler kaynaklarda farklılık gösterir. Araştırmalarda, farklı yer ve zamanlarda yaşamış Teslim Abdal (lar) ve türbesi olduğu görülmektedir (Denizli, Çorum, Malatya, Trakya). Bunlardan en bilineni 17. yüzyılda yaşamıştır ve asıl adı Mehmed’dir. Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi büyüğü, yeniçeri ocağının halife babasıdır ve Bağdad seferine katılmıştır. Alevi-Bektaşi şairleri içinde mümtaz bir yere sahiptir. 17. yüzyılda Çorum yöresinde yaşadığı düşünülen Teslim Abdal’ın yaşamı üstüne ayrıntılı bilgi yoktur. Çorum’a bağlı Teslim köyü onun adını taşır. Kimi deyişlerinde Osmanlı ve İran devletleri arasında sürüp gelen siyasi ve askeri çekişmelerle ilgilendiği anlaşılmaktadır. Mezarı ve türbesi Çorum ili Mecitözü ilçesine bağlı Teslim köyündedir. Köyün önceki adı Teslim Abdal değildir. Mecitözü ilçesi Teslim köyündeki bu ozanın kimliği ile ilgili bilgilerden biri; Sivas Müzesinde bulunan “Bektaşi Tekkelerinin Teftişi” adlı defterde mevcuttur. Bu defter, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılıp Bektaşi tekkelerinin kapatılması üzerine sonradan padişah II. Mahmut’un emriyle düzenletilmiş resmî belge niteliğindedir

Birçok araştırmacı ve yazarlar, Teslim Abdal’ın Denizli’de kendi adına izafe edilen Teslim Abdal Sultan zaviyesinde yattığını ve 4. Murat (1612-1640) dönemini gördüğünü, Bağdat fethine (1638) katıldığını söyleyen kaynaklara değer vermişlerdir. Ancak bu Teslim Sultan Abdal hakkında elimizde hiçbir belge ve bilgi yoktur. Bir başka Teslim Abdal daha vardır ki, Onun mezarı, Trakya Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyündedir

Eldeki mevcut eserlerin verdiği bu bilgiler dışında bir de Teslim Abdal ile ilgili Can Yoksul’un makalesinde şu bilgiler yer almaktadır: Teslim Abdal Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir. Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan Şeyh Melek kolundan gelen Kalender Abdal’ın oğludur. Kalender Abdal da bir gerçektir ve nefesleri vardır. Bu köyün Doğu tarafında Şeyh Ahmet dedenin Türbesi ve civarında da köyün mezarlığı vardır. Batı tarafında bir tepenin arka yüzünde de Teslim Abdal’ın türbesi ve onun çevresinde de ondan gelen torunlarının mezarları vardır. Teslim Abdal’ın ikinci oğlu Süleyman’dan doğma Derviş Ali’nin mezarındaki tarih 1172 dir. Bundan anlaşılacağı üzere Rumi 1090 da miladi ise 1670 yıllarında yaşamış olduğu anlaşılır.

Teslim Abdal’ın beş oğlu olmuştur. Adları şöyle: İmam, Hüseyin, Süleyman, Bektaş ve Cafer’dir. Bunlardan İmam Teslim Abdal’ın sağlığında öldüğü için, Ceddi Şeyh Ahmet dede mezarlığında gömülüdür. Hüseyin oğlunun mezarı Teslim Abdal’ın türbesi içinde, Süleyman, Bektaş ve Cafer’in mezarları ise Teslim Abdal mezarlığındadır. Süleyman oğlundan gelen Derviş Ali’nin türbesi de Şeyh Ahmed dedenin türbesi bitişiğinde kârgir kubbeli bir türbedir. Derviş Ali de bir gerçek Er’dir. Yaygın nefesleri vardır. Teslim Abdal’ın sayısı çok olan nefesleri vardır. Ama elimize ancak yetmiş kadarı geçmiştir. Köyünde onun soyundan gelenlerde bir zihniyet vardır ki onun eserlerini kimseye vermeyip sıkı sıkı saklamaktadırlar. Bu yüzden fazla elde edilememişlerdir. Teslim Abdal ata ve dedelerine saygılı bir kişidir. Bu yüzden öldüğü zaman kendisine daha fazla ilgi gösterilip, Şeyh Ahmet dedeye daha az ilgi gösterilme ve bu yüzden de saygısızlık etmiş olması ihtimaline karşı, kendi mezarının bugünkü Tepe Düzü mevkiine yapılmasını vasiyet etmiş. Onun için Şeyh Hasan köyünün iki mezarlığı var. Teslim Abdal’dan sonra bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedildiler. Yalnız Teslim Abdal’ın oğlu İmam Teslim Abdal hayatta iken vefat ettiği için Şeyh Ahmet Dede mezarlığına defnedilir

Teslim Abdal’ın bestelenmiş eserleri, halkın hafızasında daha çok iz bırakmıştır. 17. yüzyıl Alevi ozanlarının en büyüklerinden biridir. Yaşayışı ancak kendisinin ve başka ozanların şiirlerinden çıkarılabiliyor. Buna göre Teslim Abdal, tarikatta yüksek yeri olan bir pirdir. Pir Sultan Abdal kadar olmasa da Alevi-Bektaşilerce tutulmuş Teslim Abdal’ın şiirlerine hemen her cönkte yer verilir. Teslim Abdal Anadolu Alevi şiirinin önde gelen temsilcilerindendir. Dönemin siyasi şartları gereği kendilerine yapılan baskı ve kovuşturmalarından da eserlerinde söz eder. Bu nedenle gönül erleri 17. yüzyılda bazı şeyleri gizlemek zorunda kalır.

***

Tatanbüklü Teslim Abdal

Varlığından haberdar olduğumuz birçok Teslim Abdal vardır.

Teslim Abdal,
• Asıl adı Mehmet olan, Sultan Dördüncü Murad döneminde Bağdat seferine katıldığı söylenen Yeniçeri ve BEKTAŞİ olan Teslim Abdal’
• DENİZLİde Tekke ve türbesi olan Teslim Abdal.
• DENİZLİ’de türbesi bulunandan ayrı bir Teslim Abdal
• Ankaralı Teslim Abdal.
• Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyünde olduğu öne sürülen Teslim Abdal.

Bu Teslim Abdalların hepsinin aynı kişiler olabileceğini kabul etmek oldukça zordur. Diğer halk ozanlarımız için de her zaman bu durum söz konusu olmuştur. Sözgelimi Yunus Emre’nin veKöroğlu ’nun şiirleri, kendilerinden sonra yaşayan diğer Yunus Emre ve Köroğlu adlı şairlerin şiirleri ile karıştırılmıştır.
Bu yazımızda Farklı Teslim Abdalları başka bir yazıda ele alarak ( Bkz Farklı Teslim Abdallar Hayatları Hakkında Tespitler ve Düşünceler) Tatanbüklü Teslim Abdal üzerinde durmak istiyoruz.

Birkaç tane olmasını düşündüğümüz Teslim Abdallar arasında Deyişleri halk arasında yaygın olan, cemlerde söylenen; 4. sırada saydığımız Teslim Abdall, TATANBÜKLÜ TESLİM ABDAL’dır.
Tatanbüklü Teslim Abdal’ın şiirleri olması kuvvetle muhtemel olan diğer Alevi Bektaşi, Derviş Aşık tipindeki Teslim Abda adlı şairlerin şiirlerine nazaran daha şiirleri daha çok yaygın ve daha çok sayıda şiirleri olan Teslim Abdal’dır. Deyişleri halk arasında en yaygın olan, cemlerde en çok şiirleri olan ve söylenen Teslim Abdal budur. Buna mukabil Tabanbüklü Teslim Abdal’a isnat edilen tüm şiirlerinin ona ait olduğunu kestirmek ve söylemek oldukça güçtür.

M.Beşir Aşan’ın Tabanbükü Köyü’deki Teslim Abdal’ın mezar taşından yaptığı tespite göre Bu Teslim Abdal’ın ölüm tarihi 1719’dur. Yani, Teslim Abdal’ın 1617-1719 yılları arasında Şeyh Hasan (Tabanbükü) Köyünde yaşadığı kesinleşmiştir.

Bu ozanımız Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (şimdiki adıyla Tabanbükü) köyündendir. Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan, Şeyh Melek kolundan Kalender Abdal’ın oğludur. Doğduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir ancak, mezar taşındaki bilgilere göre ölüm tarihi 1719’dur. Normal bir yaşta öldüğü düşünülünce 17. yüzyılın ortalarında doğduğu ortaya çıkar.Teslim Abdal’ın pirinin Alioğlu olduğu onun şu dörtlüğünden anlaşılır.

Pirim Alioğlu’ndan bize gel oldu
Mürşid duydu, müşkilimiz halloldu

Bu Dörtlüğe dayanarak Tatanbüklü Teslim Abda’l’ın piririn Şeyh Alioğlu olduğu ortaya çıkmaktadır.

Tatanbüklü Teslim Abdal ile Yeniçeri Teslim Abdal’ın aynı kişiler olamayacağı ortaya çıkmaktadır. Çahit Özetelli ve Saddettin Nuzhet Ergun’un yaşadığını kanıtladığı Yeniçeri Teslim Abdal ile Tatanbüklü Teslim Abdal aynı kişi olamayacaktır. Çünkü 11. Mahmut’un emriyle düzenlenen ” Bektaşi Tekkelerinin Teftişi” ile ilgili bir defterden o dönemde Sivas’a bağlı Mecitözü ilçesinde Teslim Abdal köyü vardır ve bu köyde Teslim Abdal’a ait bir mezar ve köyünde bir zaviyesi bulunduğu öğreniliyor.[5] Üstelik Yeniçeri Teslim Abdal’ın şiirlerindeki konular ile Tatanbüklü Teslim Abdal’ın şiirlerind ektema, zevk ve konu yönünden farklar da bulunmaktadır.

Halbuki Tatanbüklü Teslim Abdal’ın mezarı yukarıda da belirtildiği gibi Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir.Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan Şeyh Melek kolundan gelen Kalender Abdalın oğludur.

Şeyh Hasan köyünün iki mezarlığı var. Teslim Abdal’dan sonra bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedildiler Şeyh Hasan köyünün Doğu tarafında Şeyh Ahmet dedenin Türbesi ve civarında da köyün mezarlığı vardır. Batı tarafında bir tepenin arka yüzünde de Teslim Abdal‘ın türbesi ve onun çevresinde de ondan gelen torunlarının mezarları vardır. Teslim Abdal’ın ikinci oğlu Süleyman’dan doğma Derviş Ali’nin mezarındaki tarihe göreRumi 1090 da miladi ise 1670 yıllarında yaşamış olduğu anlaşılır.

Teslim Abdal’ın İmam, Hüseyin, Süleyman, Bektaş ve Cafer olmak üzere beş oğlu olmuştur. Bunlardan İmam Teslim Abdal‘ın sağlığında öldüğü için, büyük dedesi Şeyh Ahmet mezarlığına gömülmüştür.[8]
Teslim Abdal ata ve dedelerine saygılı bir kişidir. Öldüğü zaman kendisine daha fazla, Şeyh Ahmet dedeye daha az ilgi gösterilmesi ihtimaline karşı, kendi mezarının bugünkü Tepe Düzü mevkiine yapılmasını vasiyet etmiştir. Onun için Şeyh Hasan köyünün Şeyh Ahmet ve Teslim Abdal Mezarlığı olmak üzere iki mezarlığı vardır.

Teslim Abdal‘dan sonra oğulları ve bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedilmişlerdir. Teslim Abdal‘ın ikinci oğlu Süleyman‘dan doğma Derviş Ali‘de çok önemli bir ozandır. Mezarı Şeyh Ahmet dedenin türbesinin bitişiğindedir.

Teslim Abdal’ın çok sayıda deyişleri vardır. Ancak köyünde onun soyundan gelenler eserlerini kimseye vermeyip sıkıca sakladıkları için deyişlerinin tümü gün ışığına çıkmamıştır. Değerli araştırmacı İsmail Özmen Teslim Abdal’a ait 82 deyiş derlemiştir.

Teslim Abdal; diğer Tekke ve Zümre Edebiyatı ozanları gibi tarikat konularını daha çok işlemiştir. Halk arasında ermiş olarak bilinir ve keramet sahibi olduğuna inanılır. Kendisiyle ilgili halk arasında anlatılan birçok söylence vardır. Şiirlerinde Hece Ölçüsünün 8’li ve 11’li kalıplarını kullanmıştır. Dili duru ve akıcıdır. Koşmalarında Şah Hatayi’nin semaîlerinde Yunus Emre’nin etkileri görülür.

M. Halit Bayrı’nın Âşık Virani divanında, Teslim Abdal isminde bir aşığın var olduğu, ancak nerede ve ne zaman yaşadığının bilinmediğinden bahsedilmektedir.
İbrahim Aslanoğlu’nun” Söz Mülkünün Sultanları ” adlı eserinde de Teslim Abdal’ın asıl yaşadığı yerin bilinmediği, fakat Çorum’da bir Teslim Abdal köyünün bulunduğundan oralı olduğuna ilişkin tahminler yürütülmüş olduğu görülmektedir.

Teslim Abdal’ın sayısı çok olan nefesleri vardır. Ama elimize 82 şiiri geçmiş bu şiirleri İsmail Özmen toparlamış ve eserinde yayımlamıştır. Fakat derlenip tespit edilen bu şiirlerin tümünün Tatanbüklü Teslim Abdal’a ait olup olmadığı belli değildir. Derlemeler Şeyh Hasan ocağı müritleri ve zakirlerinden alınmış derlemeler şeklindedir

Teslim Abdal’ın bu şiirleri içinde didaktik konulu öğretici olanlar ile hiciv ve taşalamal konulu olanları da vardır. Bu şiirlerin bir kaç Teslim Abdal’a ait oldukları da düşünülebilir. Bektaşi aşıkların geleneksel konularını işlyen on iki imam, Hasan Hüseyin Ali sevgisini ele aln şiirlerin Tatanbüklü Teslim Abdal’a ait olabileceği rahatlıkla söylenebilir.

Şiirlerde Şah Hatayi etkileri görülür. Erdebil tekkesiyle ilişkisi olabileceği düşünülse de, şiirlerde daha çok Anadolu Aleviliği görüşleri egemendir. Öztürkçe söyler, dili sade ve akıcıdır, yerel söyleyiş biçimlerine ve adetlerine yer verir. Şiirlerinde Allah-Muhammed-Ali, oniki imam sevgisi egemendir.